"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun."
Birhan Keskin, fakir kene
"Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."
#
"Belaya şükretmek lazımdır. Çünkü küfür ve günahlardan başka bela yoktur ki, içinde senin bilmediğin bir iyilik olmasın! Allahü Teâla, senin iyiliğini senden daha iyi bilir."
“Bir sözün yüz yüzü vardır” dedi Pir Hacı Bektaş.
Peki insanın kaç yüzü vardır Hünkarım?
Pir, “çar darp” yapardı. Yani; kaşları, saçları, sakalları traşlıydı. Gür bıyıkları vardı.
Üstünde yarım-yamalak, eski kıyafetlerle gezerdi.
Oysa zamane ehli onu farklı surette resmediyorlar. Çünkü onlara göre öyle olmalı… Zaten suretperestler insanın özüne
"Ve şifa bulur sevgiden tüm dertler. Ölüleri diriltir sevgi;
sultanları kul eder... ‘Bilmek’tir sevgi... Noksan bilgi ise ayrımı olmayan bir hezeyandır; şimşeği güneş
sanır!.. Şimşekçe şimşek, kendi ışığının geçiciliğine gönül
bağlayana güler geçer oysa!..”
"Tortulu sular arı duru olur sevgiyle; bulanık berraklaşır. Ve şifa bulur sevgiden tüm dertler. Ölüleri diriltir sevgi; sultanları kul eder... 'Bilmek'tir sevgi... Noksan bilgi ise ayrımı olmayan bir hezeyandır; şimşeği güneş sanır!.. Şimşekçe şimşek, kendi ışığının geçiciliğine gönül bağlayana güler geçer oysa!.."
Gariplerin Kitabı’nda Abdulkadir Es Sufi, bir kütüphane müdürünün hayatını, hakikati arayışını, Müslüman oluşunu ve tasavvufu tanımasını anlatır. Londra Devlet Kütüphanesi Müdürü olarak çalışırken içindeki sıkıntı ve bunalımları, psikolojisini ve hayatı sorgulamasını bir hatıra defteri tadında yazar.
Yazdığı anı defterinde Londra kütüphanesinde
"Allahü Teâlanın, her yaptığımızı, her düşündüğümüzü bildiğini unutmamalıyız. İnsanlar birbirinin dışını görür. Allahü Teâla ise, hem dışını, hem içini görür. Bunu bilen bir kimsenin işleri ve düşünceleri edepli olur."