En büyük yazar, Tanrı. Evren kocaman bir hikaye kitabı. Bizler mini minnacık roman karakterleriyiz, tek tek her birimiz. Öyleyse romancının işi sıfırdan yaratmak değil, kainatın ritmine ve hikayelerine kulak ve gönül vermek. Umberto Eco'nun dediği gibi: "Bağlantıları icat etmemiz gerekmiyor. Onlar zaten evrende mevcut."
Sayfa 127
‘’ Bir topluluk kendini inkârla çöker. Kendini inkârın başlangıcı da maziye sövmek ve milli kahramanları tahkir etmektir. Sonra başkalarına gönül vermek, onları kutlulamak, arkasından da inkıraz gelir. Bereket versin ki, Fatih'e sövmekte Kemalist yalnızdır. Türk çocuklarının gönülleri her gece onun kilitli türbesinde ihtiram nöbeti tutmaktadır.‘’
Reklam
Zeyneb... Onun bir diğer adı da edepti sanki. Mahremiyetine dokunmadan sırrın eşiğinde durmaktı. Boyun bükmekti. Susup hiç konuşmamak... Sevgilinin gönül gamını gidermek! Hep vermek... Hep sevmek... O olmak... Onu sunmak... Onu yansıtmak... Aşk edepti. Denizdi, okyanustu. Bir deli nehirdi, usul usul ve duru yansımalarla akan. Aşk o nehrin dibindeki incileri yansıtandı. Şeffaf bir akıştı. Susmak, susarak kimselerin aklına, fikrine gelmeyeni konuşmaktı. Nefsani tahayyüller ne kadar sığ, ne kadar da küçüktü! Edebin zirvesine aşkı taşıyanlar ise tek tüktü. Oraya her gönül eri çıkamazdı. Aşk... Sahibini sonsuzun sultanı yapardı. Helal dairede ise eğer, sahibine yeni değerler eklemekti. İffetin kalesinde helali beklemekti. Aşk edepti, sonsuzun akışında o kıyıda var olmaktı. Aşk var oluş tezgahında nakış nakış işlenmek, edep ve vakar ile kulluk kalıbında şekil almaktı. Sonsuz aynalara öyle kazınmaktı. Bu sevgi ise kula, mutlu kullara Hak canibinden bağışlanmış bir servetti. "İnneme'n-nisa' şakâyıku'r-ricâl." "Şüphesiz kadın erkeğin şakayığıdır." Hz. Muhammed (sav)
Sayfa 61 - Hayat Yayın Grubu
1909 ve 1910 yıllarında iki kez Finlandiya’yı ziyaret etme fırsatı buldum. Diğer ülkelerden çok farklı bir görünüme sahip olan Finlandiya’nın konumu çok dikkat çekicidir. İnsanlarının düşünceleri, ruhsal yapıları, dünya görüşleri bizimkinden çok farklıdır. Bu insanları inceleyecek olan biri, onların sanki dünyamıza değil de başka bir
Bulgarca Çevirinin Önsözü - Dr. BojkofKitabı okudu
... Stevo, Kafka, Pavese. Gönül verdiği, ya da gönlünü gerçekten kaptırdığı yazarlardı bunlar. ... Bu yazarların romanları, öyküleri, günlükleri, mektupları yetmiyordu ona. Yaşadıkları, soluk aldıkları ve öldükleri yerleri yaşamak, oralarda soluk alıp vermek istiyordu.
Sayfa 10 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Gönül Vermek
Ber rehgüzeri bela nihadem dilra, Hass ez peyi tü pay küşadem dilra. Ez bad mer buyi tü amed imruz Şükranei an bebad dadem dilra... Gönlümü bela uğrağına saldım ve onu yalnız senin arkandan koşturdum. Sevgilim, bugün rüzgardan senin kokun geldi; ben şükrane olsun diye kokunu getiren rüzgara gönlümü verdim.
Sayfa 15 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.