Rukâl'den başka, saray duvarlarının ötesinde iki kadın hatırlayacağım demiştim ya, bunlardan birisini düşündüğümde mutlu olduğumu hissetmişimdir hep. Hala da öyle hissederim. Sanki birinin içini dışına çevirseniz diğeri karşınıza çıkardı bu iki kadının. Biri en tepedeydi, elini dokundurduğu her şeyi altın yapacak güce sahipti ama ihtirasları onu hak ettiği mutluluktan daima yoksun bıraktı. Diğeri en altta bulunuyordu ama temiz yüreği onu saadetin mücevherleri içinde yaşattı. Birinin maddesel zenginliği ruhunu aç bıraktı, diğerinin gönül zenginliği onu maddeyle donattı. Birinin adı Hürrem, diğerininki Tuti idi.