" Haydi, deniz kenarına bir yere gidip dolaşalım... Bugün canım insan yüzü görmek istemiyor ; geniş, uçsuz bucaksız bir şeye... ve sana bakmak istiyorum." dedi.
Rock rock rock every body
Roll roll roll every body
Oooooo my baby!
Bağır karanlıklarına gecelerin
Kalabalıkların burgacında boğul
Yumurta kadar yüreğinde
Yanardağ gibi kabaran öfke
Cansıkıntına bunalımına ezilmişliğine
Mariuana LSD
Bağır üstüne çektiğin
Kapattığın yapay göklerine
Loş diskoteklerin
Ya da beton demir kafeslerinde
Yüzbinlik tribünlerin
Goool, goool, gooool!
Sen yarattın bütün devlerini
Sen tutsak düştün ellerine!
Dini bir iktidar rakibi görerek, onunla mücadeleye girişen son devrin diktatörleri, kovdukları din mabudunun yerine, devlet diye başka bir mabut yerleştirmeyi ihmal etmemişlerdir.
Bizim, evimizde, güya tehlikelerden uzak
yaşadığımızı, oysa kendilerinin ellerinde silahlarla
savaştıklarını söylerler.Büyük yanlışları var!
Bir kez doğuracağıma, üç savaşta savaşmayı yeğlerdim.
Siz bu kadar paraya kıydığınıza göre, ben de bir sentlik kestane ısmarlıyorum,” dedi ressam.
“Ooo!”
“Bööö!”
“Möööö!”
Bir çarkıfelekten fışkıran havai fişekler gibi çığlıklar kopardı herkes.
Sorun ahlak sorunudur. Çünkü kutsal olan ne varsa dünyevîleşiyor. Hilm, tevazu ve sadakat gibi duygu ve tutumlar modern ahlakın ortasında tuzla buz oluyor. Fazilet hayatlarımızdan çekiliyor. Entelekt yaşantının önüne geçiyor. Ve biz bu dünyadaki varoluşumuzu bir futbol takımına taraftar olmanın hafifliğinde yaşıyoruz. Modernizmden en çok bahsedenlerimiz onun kurallarına en çabuk uyum sağlayanlarımız oluyor. Kendimize soru sormuyoruz, bütün derdimiz karşı kaleye gol atmak ve " goool" diye bağırabilmek, kazanan tarafta olmanın hazzını tadabilmek.