Sevgisizlik resmen bir hastalıktı, henüz tıp dünyasında adı konmamış, insanlığı bozan, yıpratan, dünyayı cehenneme dönüştüren bir hastalıktı ve belki de bulaşıcıydı.
"Cehennem kapısıdır Anadolu ve Türkler de o kapının bekçisidirler" demişti Azra Kohen Gör Beni kitabında. Bu sözün doğruluğunu teyit etmek için geçmişe bakmak yeterli. Yeryüzü cennetinde yaşıyoruz. Her türlü medeniyete ev sahipliği yapmış, tarihi bizzat yapmış ve dünyaya yön vermiş topraklara sahibiz ne mutlu! Gerek jeopolitik konumuyla gerek yeraltı kaynaklarının zenginliğiyle gerek de kültürel ve tarihi mirasıyla tüm dünyanın gözünü alamadığı bir coğrafyaya sahibiz. Batılıların neden her fırsatta bu topraklara saldırdığını anlamamız için tarihimizi bilmemiz yeterli. Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk boşuna demedi "Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır" diye. Işte tam olarak "o ecdad" tan rahatsız oluyor Batı. Günümüzde batı hayranlığından kendini alamayan, sosyal medyada dahi her şeyi ingilizce yazarak daha cool olduğunu zanneden bilinçsiz nesli gördükçe kafalarına tarih kitabı fırlatmak istiyorum istemsiz. Halbuki Sümer tabletlerine bakın Türkçe kelimeler görürsünüz. Diğer medeniyetlerin ölü dillerine bakın Türkçe kelimeler görürsünüz. Sümerler zaten Türk'tü. Batının üstüne çöreklendiği medeniyet Türklerden yayılmışken dünyaya, onların bizden çaldığı sözümona medeniyet Mehmet Akif Ersoy'un dediği gibi "tekdişli canavar" gibi duruyor. Her neyse.. Anadolunun sırları çok güzel bir kitap. Genel kültür seviyenizin arttığını hatta bilmediğiniz detayları fark ettiğinizde şaşıracaksınız. Muhakkak okuyun. Ben elimden bırakamadım. Notlar da aldım. Okumanızı tavsiye ederim
Akşam olur, hasret büyür dağ olur
Bu dağlarda kurşun atsan çığ olur
Sen oğlunu geri dönmez say annem
Ben ölünce belki vatan sağ olur
Sen oğlunu geri dönmez say annem
Ben ölünce belki vatan sağ olur
Belki dağlar duman duman savrulur
Belki sesim çığlık çığlık duyulur
Belki yavrun bir tabuta koyulur
Üzülme annem
Bir yangın ki ciğer ciğer
Polifonik bir insan olma mücadelem hava muhalefeti yüzünden askıya alındı ki bunu yapana deli diyorlar. Neymiş efendim yolun karşısından geçen bir arkadaşına oradan bağırılmazmış. Sebep ne diye sorduğunda ise adap kuralları, ahlak kuralları, lisans, eğitim, doktora, yaş gibi birçok zırva sunuyorlar. Belki de ben eğitimli bir deliyim, bunu
Kitaptaki karakterlerin kimi çok iyi kimi çok bencil ve düşüncesiz. O karakterler günümüzde olsaydı nasıl karşılanırdı?
Mutlu prens gibi bütün varlığını fakirlere ihtiyaç sahiplerine dağıtan biri için çevresindekiler:
Anne şahsiyet; "Yavrum deli misin biraz da kendini düşün az birikim yap aaa.."
Elalem; " Yarın bir gün