Sanıyorum kafamın çok dolu olduğu bir döneme denk geldi.Okuduğumdan zerre bir şey anlamadım. Bugünkü beni aşan bi kitaptı. Yazarı olan hocamız, okuyun! dedi diye okudum geçtim ilerde tekrar okuycam diye de niyetlendim hadi bakalım görcez
Sabrina onun karısıydı; yüzüğü, kılıcı ve hayatıyla birlikte o da Dougal Cameron'ın lütfuyla ona aitti. Ama MacDonnell'lar sadaka kabul etmezlerdi. Özellikle de düşmanınınkini.
Dili akıcıydı, normal serilerin aksine kötü bir karakterin ana karakter olması hoşuma gidiyor. Yeni karakterler bana kalırsa yeni renk kattı fakat sonunu nasıl bağlayacaklar merak ediyorum. Yeni konumuz kitabın sonunda veriliyor zaten ama bence bu üçleme olmasa iyi olurmuş gibi geldi, bakalım görcez.
Üçüncü kitaptan sonra genel bir yorum yazacağım.
Albertine gidişi kahramanımız kadar beni de derinden etkiledi. Sondan bir öncesi olduğu için olaylar yavaş yavaş tamamlanıp kapanıyor. Hep bu aşkın sonu nolcak ne zaman gerçeği görecek diyordum ama maalesef gerçeği görmesi çok zorlaştı. Kitapta beni şaşırtan bir evlilik ve daha net ortaya çıkan başka bir cinsel kimlik var. Bütün karakterlere hakim olduğum için okuması çok çok kolaydı. Hatta uzattım çünkü bitsin istemedim. Şimdi serinin son kitabına geçiyorum. Elimden geldiğince ağır okumayı planlıyorum. Çünkü şimdiden kendimi boşluğa düşmüş gibi hissetmeye başladım. Bakalım bu kadar olay bu kadar karakter içinde kaçan zamanı yakalamak nasıl olcak. Hep beraber görcez.
Albertine KayıpMarcel Proust · Yapı Kredi Yayınları · 20202,190 okunma