Bu dünya bahçesinin hem hazanını hem baharını görmüşüz Biz sevincin de hüznün de zamanını görmüşüz
Talih meyhanesinde çok da gururlanma çünkü biz gururdan Sarhoş olan binlercesinin ayıldıktan sonraki sersemliklerini görmüşüz
Nabi
"Yanlışımız nerede ?" dedim . Baktı . Sanki cevabı biliyormuşum da , işgüzarlık olsun diye soruyormuşum ya da biz bu derdi daha önce görmüşüz de acaba unutmuş muyuz gibi.
Bâğ-ı dehrin hem hazânın hem bahârın görmüşüz
Biz neşâtın da gamın da rûzgârın görmüşüz
*Biz dünya bahçesinin hem sonbaharını hem de ilkbaharını görmüşüz.
Biz sevincin de gamın da zamanını görmüşüz.
"Ne, bizden geri, deniz aşırı şarkılar,
Ne tadılır ne bölünür nimetler bizsiz.
İnan kardeşim inan
Ne yalan bu dünya,
Ne insan fani..
Acılar görmüşüz, geceler görmüşüz, ölmeyi görmüşüz.
Aydınlıklar görmüşüz, kahramanlar, dostlar görmüşüz."
Bağ-ı dehrin hem hazanın hem bahârın görmüşüz
Biz neşâtın da gamın da rüzgârın görmüşüz
(Bu dünya bahçesinin hem sonbaharını hem ilkbaharını görmüşüz.
Biz sevincin de üzüntünün de zamanını görmüşüz.)
Yaratıcılık bireylere mahsustur. Böyleyken, bizler bireyselliği aykırı görmüşüz. O bireyselliğin, başka insanlara bulaşacak şekilde ifadesini ise, tehlikeli.
"Biz günde bin kere tih çölündeyiz
ne bıldırcın kuşları görmüşüz göğümüzde
ne kudret helvasından bir tad var soframızda
kızıldeniz en delişmen günlerini yaşarken gençliğinin
tûr-u sîna sessiz sessiz kanağlar göğsümüzde.
İnsan taş ve ateş eski dostları veyl’in
zakkum gözlemcileri afsun dilencileri
sacayağı olma özlemindeyken çıldıran