Kalemimden Dökülenler
Gece treninin yolu karanlıktır... Nereye götürür bilinmez... Hayal penceresinin buğulu ışığı altında gizlenen umut sessizce uyur... Bu soğuk ve puslu gecede... Yağmurun neşeli haykırışlarının kulağımda... Gök aynaya yıldızlar küsmüş... Görünenin ardında, aydınlığın kalbinde... Görünmeyenin boşluğunda, karanlığın derininde.. Hepsi derin uykusunda... Bin gram yorgunluğun bir gram uykuya hasret olduğu aşikar...
Kendi kalemimden
Mersiyeleri yazılmış ama okunamamış, sela'sına terkedilmiş virane gönül... Kaç ağızdan döküldü türkülere, şiirlere şu aşk ? Tanımı yapılamayan, sevdikçe sır'lanan ilk bakışta vaha! İlk adımda esaretin  kelepçeli sürgünü... Kaç cekimlik Can kaldı heybemde ? Daha akitacak kan var denildi bana... Öyleyse kırmızıya boyayın beni ey ressamlar.. Tarih  not düşürsün ismimin altına ; kurbandır aşk'a.. Firariyim ağızlarda! Zamandan ve mekandan gayrı; yüreğine tutsak ! Ölüm(e)üne özgür... İlk gözlerin değdiği zaman geceme ! Uyku haneme uğramaz oldu.. Tenim'de tek bi ben!  İki kişi oldu... Bir nefes kadar yakın suretine kalp göz oldu düştü.. Bir geceden bin bir gecelere araflar takılandı zihnime. Akılda ibadet kaldı yüzünün doğuya bakan Kudüs misali kutsallığı.. Ismarlanmıştı rüzgar saçlarının sabun kokusuna... Görüyorsun ya sevgili!  Kimlere kaldı seni sevmek? Sevmedim ki ben. Haşa !Ne haddime... Öyleyse nedir bu telaş ?  Bilmem ki doğumunun  sancısı herhalde.. Ey! adı şaibeli yâr. Semalarda iç çekilmiş lütfüna bulutlar.. Sen gözlerini hayra yor!  Ben yorumlarım rüyalarını.. Beşiğinde rahat uyu! Sallarım ben korkularını... Ahh soluğum gurbet olmuş, cümleler kifayetsiz endamının yanında.. Canı canana katan katıksız bir saflığa elçilik ediyor şiirler.. En çokta geceleri sendeliyor zaman sevgili...  Çehrende bir nebze zuhur eylemiş ise sırrım işte benim! Halim ,ahvalim görünenin ardında ki haritan.. İşte bu saf sen'(lik)... Ruhum müptela zat'ı suretine. Renkler tenine teminat, dil sana hece, ben sana senim...
Reklam
Onur Değer( FAR(U)K dergisi 1.sayı)
Hakikatin Tersi Hakikatin Kendisidir Hakikatin her şeyin zıttıyla kaim olduğunu belirtmek için Güneş'in aydınlık ve Ay'ın karanlığı temsil etmesi, basit fakat var olmak kadar gerçek olan bu hakikati kabul etmek istemeyenlere karşı daha da ileri seviyede bizlere burhanlarını sunduğu, güneşe rağmen var olan gölge ve gecenin karanlığına rağmen var
Belki de görünenin ardında daha derin, daha anlamlı bir şeyler saklıdır...
bilmek, iliklerinde hissetmek, kesin yargılarla bilmek kabullenmeyi kolaylaştırmaz. hayatın tüm tatlarını unuttuğunda bilmek arzusu, kaynar suyu kahve diye içtirir. ormanlar, balkonlar, geniş salonlar nefes alabilmeyi değil, alıyormuş gibi yapmayı öğretir. anlaşılmak adı altında uzun uzun konuşulanlar anlaşılmamak için verilen koca bir savaşı yansıtır. hiç kimse birden durulmaz, birden evin anahtarını içeride bırakmaz, birden şehrini terk etmez, birden kelimelerini unutmaz, birden bir insana son kez sarılmaz. hepimiz görünenin ardında sakladığımız kadar mutlu ve mutsuzuz. sanılandan daha geveze ve daha neşeli. sanılandan daha huzurlu ve takıntılı. sanılandan daha sakin ve yaralı. 
Taşlıcalı Yahyâ incelemesi
Taşlıcalı Yahyâ, aşkı ve rıza makamını ne güzel anlatıyor. Aşığın gönlünde maşuk öyle bir yer kaplar ki isteğe herâseye yer kalmaz hatta kavusma arzusu bile kalmaz, rıza makamına erer aklı yere seriverir de çıldırır. İnsan bu aklı terkedeşin ardından hakiki manada asıl akli melekelere sahip olabilir. Görünenin ardındaki görünmeyeni görebilir. Şair son beyitte hakiki aşkın kime olacagını da ilan ediyor faniyi geç diyor, cihandaki tüm görünenin ardında görünmeyeni gör der gibi insanın yüzüne vuruyor cihan fanidir ey Yahyâ Hüvel-Hayyü Hüvel-Bâkî Değişmem atlas-ı çarha benim bir köhne şâlım var Ganîdir aşk ile gönlüm ne mülküm ne menâlim var Ne vasl-ı yâra handânam ne hicrândan melâlim var [Mal-mülk sahibi değilim; gönlüm aşk ile zengin. Yâra kavuşma arzusu da taşımıyorum, ayrılıktan gam çektiğim de yok.] Ne sağ olmak murâdımdır ne ölmekten kaçar cânım Cihânda hasta-i aşk olalı bir hoşça hâlim var (Sağ olmak arzum da yok, ölmekten korkum da. Şu aşk hastalıgına yakalandıgımdan beri hoşça bir halim var) Ben ol hayrân-ı aşkım ki yitirdim akl u idrâki Ne âlemden haberdâram ne kendimden hayâlim var [Aşkın hasıl ettiği hayranlıkla öylesine yitirdim ki aklı ve idrâki; âlemden de kendimden de haberim yok.] Cihân fânidir ey Yahyâ Hüvel-Hayyü Hüvel-Bâkî Değişmem atlas-ı çarha benim bir köhne şâlım var [Her şey fânî; Bâkî olan yalnız Allah. Dilenci kıyafetini andıran elbisemi, paha biçilmez kumaşlara vermem ben. Rıza makamındayım.]
62 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.