İstanbul üzerine !
"Özerklik vermek, kombinasyonlar üretmek, mi?" Peki, nasıl gerçekleştirilecek bu, kim, nasıl yapacak? Kim dinleyecek, kim sözünü dinletecek, söyler misiniz? Nihayet, kim Türkiye'yi yönetecek, hangi gruplar, hangi güçler? Diğer Türklerden eğitim düzeyi daha yüksek olan İstanbul'da bile, bu "özerklikten" gerçekten bir
Sayfa 493 - 494, 495 Yapı Kredi Yayınları
Aşkın bir hastalık olarak tanımlanmasını anlarım. Hem de öyle bir hastalık ki pek öldürücü! Verem gibi gençlerin başına musallat! Bulaşıcı! O kadar bulaşıcı ki bir hasta tarafından diğerine gönderilen kağıtlar aracılığıyla bile bulaşıyor. Toplumu sarsan bu müthiş illet, nice evliliklere yol açıyor. Ne babalar, ne veliler bu hastaların önüne geçemiyor. Nasihat bunlara deva olamıyor. Bu illetin devası yalnızca “kavuşmak” Evet, kavuşmanın ardından bu hastalık atlatılmış oluyor. O aşıklar, sevilenler birbirleri hakkında kayıtsız olmaya başlıyorlar. önceki mecburiyet yerine bir kayıtsızlık, o hayranlık ve tutkunluk yerine bir ehemmiyetsizlik ve vazifesilik o önemli meseleyi gereksiz bir hale getiriyor. ”Kavuşmak” bu hastalık için bir şifa çaresi ya da bu hastalığı ezip öldürecek, mahvedecek veya yatıştıracak bir ilaç oluyor. Aşıklar var olan kusurlarını, hatalarını işte ondan sonra görüyorlar! Aşk ve sevdanın uygun ve yakışan bir tesadüfü, gerçi meseleyi pişmanlığın takibinden kurtarır, onun yerine mutluluk gelir. Fakat çoğunluk böyle mi? Manevi tahribatı insanlığı sarsmakta olan bu hastalığın, Kavuşmaktan başka devası bulamayacak mı? Sevda bir hastalıksa acaba diğer hastalık illetlerden daha az dikkate değer ve ehemmiyetsiz midir?
Sayfa 21 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Yıldızlar bizi görüyorlar mıdır diye düşünmüştüm. Ve görüyorlarsa hakkımızda ne düşünürler? Gerçekten geleceğimizi biliyorlar mıdır? bizim için üzülüyorlar mıdır? Şimdiki zamanda sıkıştığımız ve hareket şansımız olmadığı için mi acaba? Ancak, bütün bunlara, kırılganlığımıza ve cahilliğimize rağmen, yıldızlara göre inanılmaz avantajlıyız -zaman bizim için çalışıyor, acı çeken, ağrıyan dünyayı mutlu ve barışçıl bir yer haline dönüştürmek için bize fırsat veriyor.
328 syf.
6/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Bu Bizim Hikayemiz
Aslında bu onun hikayesi. Öncelikle şöyle başlayayım, tür olarak genç-kurgu, polisiye, gerilim karışık çerezlik bir kitap. Yani bir-iki günde okunabilecek cinsten. Kitabın yazım dili de çok akıcı ve genel olarak sadeydi. Fark etmeden 60-70 sayfa elinizden düşürmeden okutturacak cinsten bir kitap. Konusu ise: 5 kişilik bir arkadaş grubu var:
Bu Bizim Hikayemiz
Bu Bizim HikayemizAshley Elston · Yabancı Yayınları · 20171,926 okunma
331 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
!!Beyaz felaket!! Görmeyen için her yer zifiri karanlık mıdır? Saramago’ya göre değil çünkü eserimizde insanlar kör olunca her yeri siyah görmüyor aksine süt denizi gibi bembeyaz görüyorlar. Bunun için buna Beyaz Felaket diyorlar. José Saramago’nun okuduğum ilk kitabı ve kesinlikle son olmayacak. Öncelikle yazarımız José Saramago, Nobel Edebiyat
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022103,3bin okunma
Aynaya bakıyorum ve gördüğüm kişinin kim olduğunu bilmiyorum. Gerisin geri bana bakan çehre benmişim gibi gelmiyor. Öte yandan neden öyle gelsin ki? Ayna gerçekten yansıtıcı bir yüzey mi acaba? Ve gördüğüm, diğer insanların gördügü yüz mü? Yoksa benim icat ettiğim bir şey ya da biri mi? O yüze ilgiyle bakıyorum. ilgiyle ve bir gafil avlanma hissiyle. Baska insanların başına geldiği olur mu bunun hiç? insanlar sokakta yürüyüp birbirlerine bakarken ne görürler peki? Benim gördüğüm ile ayni şey midir onların gördüğü? Hayatlarımız boyunca, bunca bakma. Bakmakta olan insanlar. lyi ne de görüyorlar?
Reklam
364 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Tanpınar & Hikâyeler
Tanpınar’ın tüm öykülerinin toplantığı bir eser. Bir kuyumcu titizliğiyle satır satır işliyor öykülerini. Bu arada öykü diyorum ama bazıları roman olacakken öyküye evrilmis gibi. Tanpınar inanılmaz detaycı bir adam,hiç acele etmeden sakin sakin anlatır. Gördükleri karşısında adeta zaman ve nesneler duruyor kısacık "an"lar bile onun
Hikayeler
HikayelerAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 20131,259 okunma
88 syf.
·
Puan vermedi
·
12 saatte okudu
Teknolojinin çökmesi ile birlikte dışarıya bir sessizlik hakim olsa da karakterlerin zihinleri karmaşa ve gürültü içinde. Yazarın farklı bir anlatım tekniği var. Kitabı sevdim ama çokta bayılarak okuyamadım. Konu olarak ilgi çekiciydi ama insanların düşüncelerine yoğunlaşmaktansa aynı konu üzerinden kıyamet senaryolu kitaplar okumak daha çok hoşuma gidiyor. Bu kitabın farkı da buydu. Sonrası yerine o ana odaklanmış , o andaki sıcağı sıcağına yaşananlar, his ve düşünceler üzerine yazılmış. Mantık hoşuma gitse de ara ara düşüncelerin içinde boğuluyor gibi hissettim. Birkaç alıntı; "Yıllardır, uzun yıllardır küçük defterler tutarım. Fikirler, anılar, sözcükler yazarım onlara, birini bitirir yenisine başlarım, dolaplara, masa çekmecelerine ve baska yerlere simdiye o defterlerden yüzlerce yığılmıştır muhtemelen ve bazen eski defterlere yeniden göz atarım, o zaman da yazmaya değer bulduğum şeyleri okurken hayrete düşerim. Sözcükler beni ölü zamana geri götürür.” “Aynaya bakıyorum ve gördüğüm kişinin kim olduğunu bilmiyorum. Gerisin geri bana bakan çehre benmişim gibi gelmiyor. Öte yandan neden öyle gelsin ki? Ayna gerçekten yansıtıcı bir yüzey mi acaba? Ve gördüğüm, diğer insanların gördügü yüz mü? Yoksa benim icat ettiğim bir şey ya da biri mi? O yüze ilgiyle bakıyorum. ilgiyle ve bir gafil avlanma hissiyle. Baska insanların başına geldiği olur mu bunun hiç? insanlar sokakta yürüyüp birbirlerine bakarken ne görürler peki? Benim gördüğüm ile ayni şey midir onların gördüğü? Hayatlarımız boyunca, bunca bakma. Bakmakta olan insanlar. lyi ne de görüyorlar?”
Sessizlik
SessizlikDon Delillo · Siren Yayınları · 2022164 okunma
İnsan doğanın bir parçası mıdır?
İnsan kendisini doğanın bir parçası olarak görüyor da; acaba karınca, kurt gibi gerçekten doğanın bir parçası olan canlılar insanı kendilerinin bir parçası olarak görüyorlar mı? -Çağrı ÖZPOLAT, 20.11.2022
Bunca bakma..
Aynaya bakıyorum ve gördüğüm kişinin kim olduğunu bilmiyorum. Gerisingeri bana bakan çehre benmişim gibi gelmiyor. Öte yandan neden öyle gelsin ki? Ayna gerçekten yansıtıcı bir yüzey mi acaba? Ve gördüğüm, diğer insanların gördüğü yüz mü? Yoksa benim icat ettiğim bir şey ya da biri mi? O yüze ilgiyle bakıyorum. İlgiyle ve bir gafil avlanma hissiyle. Başka insanların başına geldiği olur mu bunun hiç? İnsanlar sokakta yürüyüp birbirlerine bakarken ne görürler peki? Benim gördüğüm ile aynı şey midir onların gördüğü? Hayatlarımız boyunca, bunca bakma. Bakmakta olan insanlar. İyi ne de görüyorlar?
Sayfa 41
Reklam
208 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Michael Reaves'ın rahatsızlanması ile beraber kızı Mallory Reaves seriyi yazmasında yardımcı olma başlamış. Biraz tarzın değiştiğini fark ediyorsunuz. Michael Reaves, The Last Jedi, Batman: Fear Itself, Death Star gibi bir çok mükemmel projede senaryo yazarlığı yapmış. Mallory Reaves'de babası gibi yazar ve Nightmare Before Christmas: Mirror Moon çizgi roman eseri bulunuyor. Konuya geçmeden önce biraz daha yazarları daha yakından tanımak istedim :) Joey Harker eski yaşantısında durmadan yönünü kaybeden sıradan bir çocuktu. Şimdi ise farklı evrenlerden ve boyutlardan gelen kendi benzerleri ( hepsinin ismi J ile başlıyor ve kitabın başında açıklamalı olarak bulunuyor) ile Ara dünya'da hem eğitim görüyorlar hem de HEX ve Binary'e karşı evrenleri kurtarmaya çalışıyorlardır. En son yapılan savaşta gösterdiği mücadele ile hem yeni arkadaşlarının arasında kahraman olarak anılmakta hem de kendi ekibine liderlik etmeye başlar. Aynı zamanda yaşadıkları Ara Dünya'da bir casus olduğundan şüphelenmeye başlar. Joey ve ekibi en son gittiği görevde başarısız olurlar ve çok zor bir durumda kalırlar. Ara Dünya'a bile dönemeyecek durumdayken Acacia Jones ona yardım eder. Tırnaklarında devre olan bu değişik kız acaba şüphelendikleri casus mudur? Kötü olayların arkası kesilmez ve Joey kahraman iken birden şüphelenilen ve kötü duruma düşer. Joey bu durumdan çıkabilecek midir?
Gümüş Hayal
Gümüş HayalNeil Gaiman · İthaki Yayınları · 202079 okunma
Atsız'ı kaybedeli 45 yıl oldu. Bir fikir, ülkü ve bilim adamının, bir sanatçının ölümünden 45 yıl sonra da yaşaması önemli bir olaydır. Atsız'ın eserleri, yaşadığı döneme göre bugün çok daha fazla okunuyor. Onun birkaç kitabının 04.12.2020 tarihi itibarıyla, kitapyurdu.com'daki satış ve yorum sayılarına bakarak ne kadar çok
608 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
#okudumbitti #kehribargeçidi Yazıcı Simonides, Kandilci Feliks , Lahit kopyacısı Linus, azatlı köle Vitalis, gezgin Al Mina, barbar yüzbaşı Geta, Çoban Fazelis. MS 300 Roma' sının ahlâksızlığından, adaletsizliğinden, kokuşmuşluğundan dert yanan yedi insan. Ve onların hikayelerini bir mağarada birleştirecek olan 'Kehribar' köpek.
Kehribar Geçidi
Kehribar GeçidiNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20212,321 okunma
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.