“Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen” (Hoşça bak kendine ki kainatın özüsün sen Bütün yaratılmışların gözbebeği olan insansın sen) ~Şeyh Galip~
Kapı YayınlarıKitabı okudu
__ Son zamanlarda, bilmem neden, bütün sevincimi yitirdim, her gün yaptıklarımı yapmaz oldum. Gerçekten öyle karardı ki içim, dünya, bu güzelim yapı, çorak bir kayalığa döndü gözümde. Hava, o canım başörtüsü dünyanın, şu cömert gök kubbeye bakın, bu yüce tavan altın parıltılarıyla bir şey değil benim için, pis, hastalıklı kokular birikintisinden başka bir şey değil. İnsan, ne yaman bir yapı insan! Akıl gücüyle ne soylu bir varlık! Düşünme yetenekleri ne sonsuz! Duruşu, kımıldanışı ne anlamlı, ne güzel! Ne melekçe davranışları, ne Tanrıca kavrayışları var! Evrenin gözbebeği insan, canlıların baş tacı! Ama benim için nedir insan, bu özü toz yaratık? __
Sayfa 168 - epub ( TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI)Kitabı okudu
Reklam
4 Temmuz Amerika'nın Bağımsızlık Günü, Türkiye'nin ve Türklerin de ne bugün ne de yüz yıl sonra olsa dahi unutmayacağı bir gündür 4 Temmuz 2003. Anasını babasını bilmediğimiz yüz küsür Amerikan askeri ve onlarla birlikte hareket eden Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin çakal sürüsü hangi cesaretle Türk Ordusunun gözbebeği olan Özel Kuvvetlere mensup 8 Astsubay ile 3 subayı bulundukları yerden alıp götürebiliyorlar? Kimler bunlara Bu cesareti veriyor? Amerikan askerlerinin sadece film kahramanı oldukları Kore'de de gördük, son Irak işgalinde de. Silahlar eşit olması kaydıyla biz onlara her zaman kök söktürürüz, yeter ki bu ülkeyi yönetenler onurlu davranarak Türk Silahlı Kuvvetlerine sahip çıksınlar.
Sonsuz enginliği bir anda tarayan göze ne bir kuş ne de bir yelkenli sunan bu deniz, ..özellikle ölümü çağrıştıran boşluğu yüzünden katlanıl­maz geldi. Çünkü parlak bir gökyüzünün altında tümüyle grim­si ve soluk bir beyazlıkta kalmasına karşın, yüzeyi çok düzgün bir biçimde kabarıktı. İnsanın gözü, elinde olmadan kıvrımları izliyor, bakışlar karşı konulmaz bir biçimde, yalnızca korkunç ve boş akı görünen, iyice kabarmış yüzeyi insan ruhuna en daya­nılmaz sorunları yönelten, gözbebeği geriye kaymış göz imgesi­ni düşündürüyordu. Sıvı öğe içinde koyun karmaşık kıvrımlarını pek az arayla izler gibi görünen ince beyaz çizgiler, zaman zaman sessizce kıyıya doğru ilerliyordu. O zaman insanın kulağı şaşkınlıkla su setinin yıkılmasına benzer korkunç bir çökmenin sesini algılıyor ve dana dili gibi serin, pürtüklü ve geniş sıvıdan oluşan bir dil kıyının kumlarını gıcırdatıyordu. .
Sayfa 27 - YKYKitabı okudu
Ben yalan arayan zekanın gözlere verdiği ağır hareketi bilirim.
Bakış evvela sağ ve sola doğru kayar. Arama başlamıştır. Sonra gözbebeği yukarıya doğru bir kavis çizip aksi istikamete iner. Sonra tam karşı tarafa bakar. Donuk dur. Bulamamıştır. İki üç defa kırpılır. Korku çırpınışı. Yalan aradığının sezilmesi ve aranan yalanın bulunamaması korkusu. Nihayet bütün yüzde, gergin çizgileri gevşeten bir kurtuluş hareketi. Yalan bulunmuştur. Gizlenen sevinç, dudakların ucunda belli belirsiz bir gülümsemiştir.
Sayfa 124Kitabı okudu
SON "Titanic güvertesinde Rubaiyat! Batı'nın gözbebeği Doğu'nun nadide çiçeğini taşıyor! Hayyam, bize nasip olan şu güzel ânı keşke kalkıp görebilseydin!"
Sayfa 318 - YKY
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.