Malum bugün bayramın birinci günü sabahın erken saatlerinden itibaren etrafta bir telaş bir koşturmaca hakim. Çocuklar hala kapı kapı dolaşıp şeker, çikolata topluyorlar. Yaşça büyük apartman sakinlerimiz ise hazırlıklarını tamamlamış dört gözle misafir yolu gözlüyorlar.
Ben de eksik kalmayayım madem bu tatlı heyecana, geleneklerimize ayak uydurayım, sevdiğim insanları arayıp bayramlarını kutlayayım dedim. Telefon rehberini baştan aşağı gözden geçiresim geldi (bayramlarda öyle bir rehber taraması yaparım).
Telefon rehberimde yer alan isimlere baktıkça aylardır bastırmaya çalıştığım bütün hüzünlerim ve endişelerim dışa doğru fırlamaya başladılar. Yaşadığımız deprem felaketi meğer ne çok insanı çalıp götürmüş hayatlarımızdan.
Çok istememe rağmen bazı iş arkadaşlarımın, sevdiğim birkaç öğrencimin, semtimizde senelerdir varlığını sürdüren kasabımızın, bakkalımızın, manavımızın, aileden saydığımız komşularımızın bayramını kutlayamadım.
En acısı da güzelim şehrimden göç etmek zorunda kaldığım için rahmetli babacığımın mezarını bu sene ziyaret edemedim. Bayramın bütün heyecanı sönüp gitti. Biz bu durumları ne zaman aşacağız, ne zaman normale döneceğiz bilemiyorum. Herkesin bayramını yürekten kutlarım. Sevdiklerinize sarılın henüz vakit varken...