Yasemin'e göre dersler çok önemliydi. Çalışmak da çok önemliydi ve hele başarılı olmak en önemlisiydi. Önemli olmak ne kadar da önemliydi! Anlatıp dururdu; ileride çok önemli bir yönetici olacaktı, babası da önemli bir yöneticiydi. Öyle diyordu. Sahra bunu hiç anlayamamıştı. Bir keresinde Yasemin'e "Yönetici ne demek?" diye sorduğunda, "Çok önemli bir şey" diye cevap vermişti arkadaşı. O gün anladı. Bazılarının hayali sadece önemli olmaktı. Acaba neyin önemli olup, neyin önemli olmadığına kim karar veriyordu? Derslerde henüz bu konuya gelmediklerine hayıflandı.
Başkalarının hayalleri üzerimizde ne de komik duruyordu, bunu keşfettiğinden beri kendisine ait olmayan hiçbir hayale elini bile sürmedi, sahibine hep iade etti.
Dünyada sevgi vardı fakat hissetmek çok zordu çünkü orada her şeyin adına sevgi deniliyordu; ilginin, kıskançlığın, merakın, öfkenin, korkunun, endişenin ve daha birçok şeyin sevginin yüz değiştirmiş halleri olduğu söylenirdi. Her şey hep sevgidendi. Bu nedenle canınız ne kadar yanarsa yansın anlayış göstermeli ve sevildiğiniz için şükretmeliydiniz. Sanki sevgiden sınırlı sayıda üretilmiş de kapanın elinde kalıyormuş gibi bir telaş yaşandığından şükürler zaten hazırdı. Bugün sevildiği için şükreden, yarın sevgisi için minnet beklerdi