164 syf.
10/10 puan verdi
Bir Köy Enstitülü daha..
"Ben buralarda dolaşırken İstanbul'da bir kadın şairi Boğaz'da, Pendik'te, Florya'da, Şişli'de hanımlarla röportaj yapıyordu:- Atatürk'ün kadın konusundaki devrimleri gayesine erdi mi? diye soruyordu.Onlar da:- Evet, diyorlardı." Dursun Akçam Cumhuriyet tarihinde ilk defa 1963 yılında Doğu (Ardahan-Kars-Ağrı..) illerinde köylü
Analar ve Çocuklar
Analar ve ÇocuklarDursun Akçam · Yeni Büyük Dağıtım Yayınları · 19728 okunma
Sarhoşum Caddenin göbeğine oturmuşum Aklıma eserse sırt üstü yatabilirim Nara atabilirim Kem gözler umurumda değil Ben kendi gözlerimden kurtulmuşum.
Reklam
Kem gözler umurumda değil Ben kendi gözlerimden kurtulmuşum.
Kem gözler umurumda değil Ben kendi gözlerimden kurtulmuşum.
Sarhoşum
Kem gözler umurumda değil Ben kendi gözlerimden kurtulmuşum.
116 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Gelmiş Bulundum İncelemesi
Edip Cansever; hüznün, isyanın, yalnızlığın şairi.. Haliyle şiirleri derin bir anlam ve olgular içerir. Yabancılaşma, yalnızlık, toplumun bakış açısı, ötekileştirme kavramlarını işler mısralarında. Sıradan bir gözle okunduğunda 'Güzel şiirmiş'denilip geçilir, çünkü dil ve anlatım sadedir, imgeler gereği kadardır. Fakat analiz edildiğinde derin
Gelmiş Bulundum
Gelmiş BulundumEdip Cansever · Yapı Kredi Yayınları · 20089,4bin okunma
Reklam
Deforme Şiir
Köşebaşında yol gözler Semtin çocukları En güzel çiçekler varoşlarda açar Yoksulluk soldurur yüzlerini Semte bir BMW girer içinden ya Melahat iner Ya da parayı bulmuş bir torbacı İki türlüde en az birkaç kişi ölmüştür
Sarhoşum Caddenin göbeğine oturmuşum Aklıma eserse sırt üstü yatabilirim Nâra atabilirim Kem gözler umurumda değil Ben kendi gözlerimden kurtulmuşum.
Sayfa 85
Taş Kadın
bir kadın saçı ve gözleri olan biraz annem biraz sen biraz kendisi hepimize benzeyen gözleri ya yeşil
İ(n)SA(n)
bir kadın saçı ve gözleri olan biraz annem biraz sen biraz kendisi hepimize benzeyen, gözleri ya yeşil
Reklam
Kem gözler umurumda değil Ben kendi gözlerimden kurtulmuşum.
Nesiller boyunca güzellik, cömert bir göğüs böl- gesi ve ince belin eşlik ettiği narin bir yapıya sahip olmayı gerektirmişti. Çene hattı belirgin, elmacık kemikleri çıkık ve burun da kalkık olmalıydı. Dol- gun dudak makbuldü, ama dikkat dağıtıcı ölçüde dolgun olmamalıydı. Gözler ya mavi ya da yeşil; aynı zamanda da iri ve parlak olmalıydı. Saçlar uzun ve gür olup, bir şelale gibi gürül gürül dö- külmeliydi omuzlara –tercihen de altın renkli. Simetri, aranan özellikti. Gençlik mi? Bu olmazsa olmaz noktaya değinmeye dahi gerek yoktu. Kadın dergilerinin, güzelliğin yazılı kurallarının olduğu ve ticarileştirildiği ilk yıllarından bu yana standart buydu. Sözde kuğu kadar zarif muhte- şem güzellikler –Catherine Deneuve, sosyetik C. Z. Guest ya da Grace Kelly gibi kadınlar– bu ideale en fazla yaklaşanlardı. Bir kadın mükemmelliğin bu versiyonundan ne kadar saparsa, o kadar egzo- tik hâle geliyordu. Bu sapmanın çok fazla olduğu durumlarda ise kadın basit bir yaklaşımla daha az çekici –daha az arzulanabilir ya da daha az değer- li– kabul ediliyordu. Ve bazı kadınlar –siyahi ve koyu tenli ya da şiş- man veya yaşlı kadınlar– içinse güzellik böylesi bir perspektifte imkânsız gibi bir şeydi.
yalnızca parmaklarını mı oynatacaksın?
"yalnızca parmaklarını mı oynatacaksın mendili olan bir adam dilediği gibi değilse de kımıldayabilir belki el açıp dua edemez tanrı'ya ama burnunu silebilir. gözlerim, sağ elimin serçeparmağı, cebimdeki liralar eşlik etsin bana yanımda olsunlar -bir bilet alacağım bir bilet almış adam izlenimi bırakmalıyım ardımda güneşin alınkabağında böyle
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.