Neye uğradığımı şaşırdım, ölecek gibiydim artık. Yüzüm kızarıyor, gözlerim doluyordu; dayanılmaz bir hâl almıştı nefessizlik. İşte bir gün birine nefes kadar ihtiyacın olursa aşık olduğunu anlayacaksın evlat..
Kitabı okurken farkettim isminin neden "Nefes" ile anlamlandırıldığını.
Kendimden çok özür dileyerek bitirmediğim bu kitabı read olarak isaretliyorum çünkü haftalardır kendisini okuyamıyorum, kendisi yüzünden başka bir kitap da okuyamıyorum. Zamanımı çaldı. Rüyamda bile gördüm. Gerçekten okumaya çalıştım ama olmuyor. İyi ki para vermemiş de pdf indirmişim. Allah belasını versin. Zamanımı çaldığı ve sinirlerimi
Fantastik ya da başka kültüre ait kitaplar yazan vasat yazarların çoğunun tutulduğu bir hastalık var. Adı da "Araştırdığım bütün yabancı kelimeleri ve karakterlerin yüzde yetmişini size ilk beş sayfada öğretip her şeyi karman çorman edeceğim. Kitaptan tiksinip okumak için kendinizle savaşacaksınız." Hele bir de bu kitaptaki gibi
Üç'ün Çekilişi kesinlikle birinci kitaptan daha iyiydi.Ama gel görelim ki birinci kitaptan on kat daha kötü bir çeviriye sahipti.Cidden yani.
Silahşor bunun yanında şaheser kalır.Ben böyle bi acemilik seviyesinde çeviri görmedim ve umarım bir daha da görmem.Kitapta “duyumsamak” ve “gereksinmek” kelimeleri havada uçuşuyor.Abartmıyorum her sayfada en az beş defa falan görüyorsunuz.Yahu arkadaş hissetmek/ihtiyaç duymak kelimelerinin suyu mu çıktı?Her okuduğumda gözlerim kanadı ya gözlerim.Bir de Dex yayınlarının çevirisini kötü buluyordum.Beterin beteri vardır dedikleri bu olsa gerek.Şükür diğer kitaplardaki çevirmen farklıymış.
Çeviriye olan isyanımı kustuğuma göre gelelim kitaba.Üçün çekilişini ben daha çok beğendim.Çünkü olaylarda kopukluk yoktu.O yüzden su gibi aktı.Kafamda bazı şeyler yerine oturdu.Hikayemize dahil olan iki karakteri de sevdim.Özellikle Odetta karakteri.
Stephen King in karakterleri bu kadar özenli yazmasına bayılıyorum.Kısa olaylarda gördüğümüz ve belki bir daha görmeyeceğimiz karakterlerin nasıl biri olduğu hakkında bile bilgi veriyor.Bu yönünü çok seviyorum.
Birinci kitabın sonundaki kehanetler bir bir gerçekleşmeye başladı.Olaylar hiç hız kesmeden ilerledi.Hala kafamda bir sürü soru kalmış olsa da bu kitapta öğrendiklerim beni tatmin etti.Bu üçlünün yaşayacakları maceraları çok merak ediyorum.Ne desem spoiler olacağı için daha fazla yorumda bulunamıyorum.Ama şunu söyleyebilirim.Seriye başlarken birinci kitabı belki çok sevmeyebilirsiniz ve bu konuda size hak verebilirim.Ama pes etmemeli ve ikinci kitaba şans vermelisiniz.Çünkü yeni katılan karakterlerle birlikte hikaye çok daha ilgi çekici bi hale geliyor.
Üç'ün ÇekilişiStephen King · Altın Kitaplar · 20061,403 okunma
ben bir fesleğen kokladım
şimşekler çaktı
gökyüzü ağladı
aklımın dipsiz kuyularına saldığım ipler kısaldı
yusûfun güzelliğini tartacak teraziler bozuldu
züleyhalar yusufsuz kaldı
ben bir fesleğen kokladım
çöller susuz güller bülbülsüz kaldı
leylasına hasret mecnunlar
çöllerde aşksız kaldı
ben bir fesleğen kokladım
nemrutun ateşi harlandı musanın denizi taştı
kabuk tutmadı sana hasret yaralarım
bir deniz fenerinin ışığında yeniden kanadı
ben bir fesleğen kokladım
şairler sustu şiirler yarım kaldı
çiğ tanesi düşmüş buğulu gözlerim
senin hasretinle yollarda kaldı
(B.Ç)
Hayatımda bu kadar efsanevi, bu kadar benzersiz kurguya sahip bir kitap okumadığımdan emin olarak başlayacağım. Ardından da bu efsanevi kurgu ve ona tam yakışacak şekilde yazılmış efsanevi karakterlere yakışacak bir yorum olmasını diliyorum. Umarım kelimelerim anlatmaya yeterli olur -çünkü hiç olacağını sanmıyorum.-
(Bu arada hislerimi biraz
doğduğumda ağladım , düştüğümde ağladım , arkadaşım tarafından arkamdan hançerlndim ağladım , sınavdan düşük aldım ağladım , kanser oldum gözlerim şişene kadar ağladım , burnum kanadı yine ben ağladım... Fakat ölünce başkaları ağlıyacak neye şahit oldular ki ağlıyorlar aslında her şeyi ben yaşamıştım onlar değil oysa şu an benim için ağlıyorlar ama bilmiyorlar ki ben bu dünya sınavından kurtuldum ve çok mutluyum
Seni kuşların ikindi yorgunluğunda görmüştüm. “Senin bana nasip olman, şahsi hayatımın en değer biçilmez talihidir.” sözü yankılanıyordu içimde. Bana uğramayan kara bahtlı talihimin dönüm noktası olmuşken bana sessizce uğrayan bir talihim oldu. Bir kuş kanadı hafifliğinde. Ne iyilik karşılığında yürümüştük yan yana bilmiyorum. Hayaldir kaybolur diye gözlerinden kaçırdığım gözlerim anlatır bunca hayal kırıklığımı… Kaybolur da bir daha göremezsem diye bakıp bakmamak arasında kalan bakışlarım. Hikayen hikayemiz oldu yüreği güzelim…
Kesinlikle tavsiye etmeyeceğim kitaplar listesine adını yazdırmıştır. Okurken gözlerim kanadı. Kitap baskıya girmeden önce hiç kimse “Biz bunu basıyoruz ama birileri okuyup kontrol etseydi iyi olurdu.” demedi mi?
Yazılsa sitemler dökülse dile
Aklına gözlerim gelmese bile
Bülbül feryat figan ağlasa güle
Sevmekten vazgeçtim, küstüm bil işte
Sen benden gittikçe kanadı yaram
Sustukça yüreğim ağlattı zaman
Elveda demeden gittiğin O an
Küsmez mi zannettin küstüm bil işte
Ne yapsam ne etsem sever mi sandın
Gururu bırakır döner mi sandın
Onuru şerefi takmaz mı sandın
Sevmeyi bıraktım gittim bil işte
Ben seni severken benden habersiz
Ben yokmuşum gibi gittin vicdansız
Bir daha sevecek sanma imkansız
Sevmeyi bıraktım, gittim bil işte
-Elif ÖZTÜRK-