Buram buram samimiyet kokusu geldi burnuma!
Burnumun direği sızladı!
Yazılan her satırda sevgiyi, özlemi, acıyı en derinine kadar hissettim.
Leylim Leylim
Ahmed Arif'ten Leyla Erbil'e Mektuplar...
Ne kadar inceymiş birçok şey eskiden, ne güzel sevgiler varmış.
Karşılık bulamayınca başkasına gidilmez, sevgi sevilmediği yerde bitmezmiş.
"LEYLİM" bir insan sevdiğine en güzel nasıl seslenebilir? Hem onun adından uzaklaşmadan hem de kendi kalbini katarak nasıl çağırabilir ki? Bir Ahmed Arif'in Leylim'i olmak nasıl bir duygu? Peki ya, Leylim'in Arif'i olamamak? Böyle diyordu Leyla Erbil'e, Leyla'sına Leylim, Sevgili Canım, Canım Leylâm, Ömrüm diye başladı mektuplarında
Yaklaşın yamacıma bir mevzudan bahsetmek dilerim:
Burada her şuurlu kardeşimin bir cemaati veya sempatisi olduğu hocaları var. Bir ipe sarılmış olmak ne güzel bir durum olmakla birlikte burada bir sıkıntılı mesele de var. Bence meselenin adı: "Cemaatini dininin önüne geçirmektir." Şunu anlıyorum ve bende bu kısmına dahilim üstelik. Kişi