. Ellerini yüzümde gezdir, Sil alnımdan yorgunluğu, Gözlerimin altından Yaşamak korkusunu al, Avuçlarından çıkmış bir heykel olsun başım. Sonra sen de gözlerini kapat, Bırak, ellerin sessizce düşünsün Düşüncende yaşamak isterim ben senin: Bir gün en yalnız saatinde Parmak uçlarından Ve avuçlarından Gelip konuşurum seninle. . .
Sen İstanbul Olsaydın Keşke
Birden o nazenin yüzüne indi Gözlerinin yeşil denizlerinden Gülümserdin; has bahçeye dönerdim Bir zamanlar bulutlardaydı başım Bir zamanlar sevdalı bir fenerdim.
Nurullah Genç
Nurullah Genç
Dilek Tuttum Okunsun Ahım Arşa Dokunsun
Dilek Tuttum Okunsun Ahım Arşa Dokunsun
Reklam
Gözlerinin içine bakmak beni her zaman olağandışı hissettirir, ona bakarken bacaklarım adeta süngere dönüşürdü. Biraz da başım dönerdi ama bunun sebebi, büyük ihtimalle ona bakarken nefes almayı unutmamdı. Ve gene öyle olmuştu. Dünya üzerindeki bütün erkek modellerin ruhuna karşılık takas edebileceği türden bir yüzü vardı. Tabii ki bunun tek bir fiyatı vardı, o da bir ruh.
Sayfa 21 - Epsilon YayınlarıKitabı okudu
"Bu kadar çabuk olduğuna inanamıyorum. Hiçbir şey hissetmedim, harikaymış," diyerek gözlerini kapattı ve dudaklarını saçlarıma gömdü. Sesi, bal kadar tatlıydı. "Soluğunun balım çeken ölümün gücü, yetmemiş güzelliğini almaya," diye mırıldandı ve Juliet'in mezarı başında Romeo'nun söylediklerini tekrar ettiğini fark ettim. Saat son kez çaldı. "Her zamanki gibi kokuyorsun," diye devam etti. "Belki de cehennemdeyim. Umurumda değil." "Ben ölmedim," diye lafını kestim. "Sen de ölmedin! Lütfen Edward, gitmemiz gerek çok uzakta değillerdir."
Sayfa 357 - Epsilon YayınlarıKitabı okudu
Yaşlı adam lisenin tam karşısında bahçeli şirin bir ev satın almıştı. Karısıyla birlikte son yıllarını huzur içinde yaşamak istiyorlardı… Taşındıklarının ilk birkaç haftasını huzur içinde geçirdiler. Ancak ders yılı başlar başlamaz her şey değişti. Çünkü dersten çıkan bir grup öğrenci, sokak boyunca dizili tüm çöp bidonlarını sırayla tekmeliyor,
baba ben artık bu evde yaşamak istemiyorum yıllardır ruhumuzu öldürdün bu evde hayatında bir roman okumadın bir sinemaya gidip heyecanlanmadın beni ve annemi bu çirkin eşyanın içine hapsettin yemekten ve uyumaktan başka bir şey düşünmedin bende bütün duygular senin bu inatçı duygusuzluğuna karşı gelişti kuru mantığınla içimizi kuruttun sana
Sayfa 501Kitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 381 ile 390 arasındakiler gösteriliyor.