Sefalett...
"Marius için hayat acımasızdı. Giysilerini, saatini kaybetmek hiçbir şey değildi. Açlıktan gözü kararmak denilen o anlatılmaz duyguyu tattı. Ekmeksiz günler, uykusuz geceler, mumsuz akşamlar, ateşsiz ocak, işsiz haftalar, umutsuz bir gelecek, dirseği delinmiş bir ceket, genç kızları güldüren eski bir şapka; kirasını ödeyemediği için akşam kapalı bulunan bir kapı, kapıcının, meyhanecinin küstahlığı, komşuların gülüşmeleri, utanç, ayaklar altına alınan gurur, kabul edilen adi işler, iğrenme, acı, bitkinlik ....."
Sayfa 173 - III. CiltKitabı okudu
Bazen bütün hayatının operaya benzediğini düşünüyordu; büyük ve tutkulu bir aşk, ayrılık acısı, fakirlik, büyük bir servet, varlığından haberdar olmadığı bir kız kardeş, ihtirastan gözü kararmak ve münzevi bir yaşam... Ancak gerçek hayatın dramı sahnedeki trajedilere kıyasla çok daha ağır, gizli ve yoğundu. Bekleme ve özlem süreleri uzun, pişmanlık ve vicdan azapları dayanılmaz boyuttaydı. Sahnede rolün hakkı veriliyordu, hâlbuki gerçek hayatta rol insanın hakkından geliyordu.
Sayfa 742 - Arkadya YayınlarıKitabı okudu