Ne kadar da ilginç bir yerdi ,şu gözyaşları ülkesi
“Ne kadar da gizemli bir ülkeydi, şu gözyaşları ülkesi.”
Reklam
Ne kadar da gizemli bir ülkeydi, şu gözyaşları ülkesi.
"Ne kadar da gizemli bir ülkeydi, şu gözyaşları ülkesi"
Ne kadar da gizemli bir ülkeydi, şu gözyaşları ülkesi.
Reklam
50 syf.
8/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Mecburiyet bencillik vicdan arasında verilen savaşın alegorisi. Ferdinand’ın ülkesi savaşa girer. Çok sevdiği eşiyle yurtdışında yaşarlar. Ve uzun zamandır beklediği askeri cep kağıdını getirir postacı. Ya özgürlüğünü seçecektir ya da karısını. Ölüm Fernand’ı dansa kaldırır. İçinde yorgun ve hiç susmayan bir ses vardır… Savaşa gitmelisin! Savaşa gitmelisin! Geride bıraktığı karısı Paulanın gözyaşları çığlık çığlığa “gitme!” der. Yaşam denilen uzun ve meşakatli yolun ikili kavşğına gelmiştir Ferdinand. Niçin savaş? Neden savaşır bu insanlar? Bu sınırları koyan kim? Tanrının böyle bir isteği olmamalıdır. Var olmanın yok etmekle ne ilgisi var? Paula… Güzel ve yaralı bir kadın… Ferdinand… Tamamen mecburiyetin pençesinde cebelleşen bir zavallı. Ölüm ve yaşam… Birbirine muhtaç iki düşman…
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202161,6bin okunma
Ne kadar da gizemli bir ülkeydi, şu gözyaşları ülkesi.
‘’ Ne kadar da gizemli bir ülkeydi, şu gözyaşları ülkesi."
Reklam
Şu gözyaşları ülkesi böylesine gizemlidir işte!
803 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.
Resim