"Babam balık tutmanın boş bir iş olduğunu düşünürdü. Yine de her zaman bana katılmasını isterdim. Sihir, biriyle paylaşabildiğin zaman çok daha zevklidir."
Babam gülümsese de gözlerinden üzüldüğünü anlayabiliyordum. Smears'larla yaşadığım hayattan her bahsettiğimde hep böyle görünüyordu. Acımanın da ötesinde bir şeydi bu. Alistair Grim, kaybettiğimiz onca zamandan kendini sorumlu tutuyordu ve söylediğim hiçbir şey bu durumu düzeltmeye yetmiyor gibiydi.
Reklam
Bakışları denize kayarken suratında yine o ifadeyi gördüm. "Bu kadar üzgün göründüğünde ne düşündüğünü sorabilir miyim?" Bana döndü. "Gözlerimi görmeden üzgün olduğumu anlayabiliyor musun?" "Sanırım evet. Kardeşin William'ı özlediğin için mi?" Nigel bir süre sessiz kaldı, sonra tekrar denize döndü. "Hayır, William'ı değil," dedi. "Artık onu pek düşünmüyorum."
Sayfa 193Kitabı okudu
"Görebildiğim kadarıyla hiçbir şey kırılmamış." "Hiçbir şey kırılmamış mı?" dedi Lord Dreary hızla masaya gelirken. "İskeletler ve siyah perilerle Londra'nın üzerinde uçtuk! Kırbacıyla bizi parçalamaya çalışan zırhlı bir canavardan kaçtık ve sen hiçbir şey kırılmadı mı diyorsun?!"
Sayfa 174Kitabı okudu
Ailemi hatırlamıyorum. Bay Smears'a nasıl yaşamaya başladığımı da...Tek hatırladığım yanağındaki yara iziyle bu koca, homurdanan adamın bir zaman anılarıma girdiği ve sanki hep orada olduğu.
Bir borulu orgu koymak için ne tuhaf bir yer, diye düşünebilirsiniz ama tekrar etmeliyim ki Alistair Grimm için bazı tuhaflıklar bile sıradandı.
Reklam
23 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.