Bu yazı spoiler içermektedir.
Klasikleri okumayı seviyorum. Bu kadar övülen yazarları ya da eserleri okurken önceden etkilenmeye meyilliyim. Madam Bovary’i bu tür bir önyargıdan bağımsız okumadım.
Kitabı 1 hafta dolmadan bitirdim. Karakterlerin işlenme biçimi bence muazzamdı. Esere başlamadan önce zaten Flaubert’in dili övülmüştü. Madam Bovary’i
Bu kitabı çok beğendim, evlenmeyi düşünen hatta hiç düşünmeyen insanların bile okuması gerektiğine inandığım bir kitap. Evlilik toplumun bir gerçeği, özellikle bizim toplumumuzda çok yaygın. Bizim evliliğe bakış açımız önce kendi içinde büyüdüğümüz aile, sonra çevremizdeki insanların evlilikleri, okuduklarımız, izlediklerimiz, görüp duyduklarımıza
Nereden başlasam inanın bilemiyorum. Tarih seven biri olarak bakış açım hep şöyleydi “Hunlar,Göktürkler nasıl bizimse Osmanlı da Cumhuriyet de bizim.” Anlayacağınız tarihimizi bir bütün olarak kabul görüp benimserim ancak bu görüşüme rağmen Vahidettin’i araştırmamıştım detaylı bir şekilde ve babamın sürpriz yapıp aldığı bu kitapla Vahidettin’i tanıma yolculuğuna çıktım. 6 asırlık Osmanlı Hanedanlığının hacizli bir tabutun defnedileceği yeri bile Fransızlardan izin alarak bitmesi insanı üzüyor. Tabii hanedan mensuplarının da gurbette çektikleri de bir o kadar üzdü lakin Mustafa Kemal Atatürk’ün böyle bir siyaset izlemesinden başka bir çaresi de olmadığını düşünüyorum zira Vahidettin hiçbir zaman haklarından feragat etmedi ve cumhuriyet rejimi için bu bir riskti. Başka bir çözüm bulanabilir miydi diye sorarsınız inanın bilemiyorum çünkü ne kadar o dönemin şartlarında düşünmeye çalışsam da ben bu devrin insanıyım. Onun dışında Murat Hocam belgeler ışığında bize bir gerçeklik sunmuş ki bu ciddi anlamda hoşuma gitti çünkü üzücüdür ki günümüzde tarihçi olsa bile objektif olamayıp kendi ideolojisine göre yorum yapmaktadır. Murat Hocam her belgeyi “Belgeler” adlı kitabın son bölümde de açıklamış. Yani bize olayları aktarırken onlara sadece atıfta bulunmuyor üstüne son bölümde açıklıyor. O dönemin resimleriyle de kitap zenginleştirilmiş. Şahsen çok sevdim ben kitabı. Şahbaba aldı beni o döneme götürdü desem yalan olmaz :) Hocamızın da emeğine sağlık. Herkese iyi okumalar :))
Kitabı okurken, diğer Harry Potter kitaplarında da yaptığım gibi film ve kitap farklarını not aldım. Bu farkların birçoğu sinemaya uyarlanırken gereken zorunlu değişikliklerken, bazıları serinin devamını etkileyen değişiklikler. Gelgelelim ben de bunları bilmeyerek değil tamamen şahsi zevkimi tatmin etmek için not aldım. Notlar içerisinde aklıma
Seride, en sevdiğim film hep Ateş Kadehi olmuştur.
Filmleri defalarca izlemişimdir ama birçok kişi tarafından filmlerin kitabı çok iyi yansıttığı söylendiği için kitabın bu kadar farklı olacağını düşünmezdim. Filmleri izlerken hiç sormadığım soruları kitapta sormaya başladım ve sonunun gelmesini heyecanla beklerken bir yandan da bitmemesi için
Kendine yabancılaşmak günümüz tüketim toplumlarının düzen istikrarlılığını sağlamak adına bireye dayattıklarının bir götürüsü olarak karşımıza çıkıyor. Bu düzene uyum sağlamaya çalışan her birimiz bilinçsizce birçok bireysel süreçten feragat ediyoruz, içsel sürecimizi takip etmek ise belki de vazgeçtiklerimizin en önemlisi. Hangimiz gün içerisinde
Rob Brotherton tarafından 2015 yılında yazılan "Suspicious Minds - Why Believe Conspircy Theories" kitabı, 2018 yılında Cihat Taşçıoğlu çevirisiyle "Şüpheci Zihinler Komplo Teorilerine Neden İnanırız?" başlığıyla yayımlanmıştır.
"Şüpheci Zihinler Komplo Teorilerine Neden İnanırız?", giriş, 11 bölüm ve son söz
Bu kitap maalesef yaşanmış gerçek bir olaya dayanıyor. Okunma sayısına bakacak olursak pek fazla okurun dikkatini çekmemiş ya da bu kitaptan insanların haberi olmamış. Tıpkı Aziz BineBine ve arkadaşlarından haberdar olmadıkları gibi. Burada yazdıklarım kitabın okura vermek istediği mesaj karşısında son derece değersiz ve yetersiz kalacaktır.
Başımızı yastığa her koyduğumuzda uykumuza eşlik eden bir rüya görebiliriz. Freud'ın "uykunun bekçisi" dediği bu rüyaları çoğu kez anlamasakta, hatırlayamasakta aslında bizden izler taşır. Bu kitapta yorumlayamadığınız çoğu kez unuttuğunuz vs. rüyalar için size rehberlik edecek birçok örnek, klinik çalışma ve yorum mevcut. Kitap,
#okudumbitti
Benim için biraz uzun sayılabilecek bir okumaydı. Bir hafta sürdü tamamlamam ama tabi bunda benim yoğunluğumun da etkisi büyük, tüm suçu kitaba atmak olmaz
Algernon'a Çiçekler anlattığı hikayeye bağlayan ve başından sonuna kadar ana karakterimizin, Charlie Gordon'un , yanında yürüten bir yolculuk. Bazen yüreği burkan bazen
Elbette başlığı ironik bir şekilde yazdım, bu kitabı anlamamız için, Puzo'nun yazdığı yıllardaki Amerika'yı bilmek gerekiyor. 70'li yıllarda De Niro, Joe Pesci ve Al Pacino ağırlıklı kadroların neden mafya (Goodfellas, Once Upon A Time in America..) ağırlıklı filmler çektiğini düşünmek gerek. Godfather da zaten bu yıllara denk geliyor tam
Şuan bu yazıya nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Çok severek okuyacağınızı düşündüğünüz bir kitabı sevmediğinizde nasıl kötü bir yorum yazmak zor geliyorsa, sevmeyerek okuyacağınızı düşündüğünüz bir kitaba iyi yorum yazacak olmak da çok karmaşık ve zor geliyormuş... Dikenler ve güller sarayı sayesine bu duyguyu da tatmış bulundum.
Aslında kitabı
