İNSAN DOĞASI ÜZERİNE KURAMLAR
1-PLATON , bilindiği üzere Sokrates'in öğrencisidir. Platonun dörtlü kuramına göre insan ruhunun üç ögesi bulunur; AKIL-TİN-İŞTAH. İnsan için ideal olan bu üç öge arasında aklın denetiminde kurulan uyumdur.Platon bu uyuma adalet demiştir. Bu üç öğeden hangisinin baskın olacağına göre farklı insan karakterleri
Freud, Freud, Freud.Yüzyılın en önemli bilim adamlarından biri olmasına karşın tüm sorunların, davranışların kökenini cinselliğe bağlaması nedeniyle eleştirilmiştir. Cinselliği sadece bedensel bir faaliyete indirgeyen sığ beyinler maalesef Freud'u anlayamamışlardır.Cinsel dürtüleri, kuvvetli bir yaşam motivasyonu, harekete geçiren güç (libido
Kitap hakkında konuşmadan önce beni Hesse amcanın etkinliğine davet edip Demian kitabını hediye eden Goca Angaralı, Çocukların beyinlerini yakan dersin öğretmen adayı, Atlara fısıldayan ve Pozitifliği ile insanların içini ısıtan
Beyza ‘ya teşekkür ederim. O olmasa bu kitabı büyük olasılıkla en az 1 yıldan önce
İlk olgu: Çalışmalarımız birilerinin hoşuna gitmedi.
Soru: Kimin?
Gözlem: bir uzaylı beni ziyarete geldi.
Kıyamette Bir Milyar Yıl İthaki Yayınlarının Bilimkurgu Klasikleri serisinin 2. kitabı AN ve BN kardeşlerin 1977 yayımlanan romanıdır. Eser yazarların sonsözünde de belirtikleri üzere romanın alt metninin kendisini kontrolsüzce gösterip
Bugün Tanpınar'ın öykülerinden ve öykücülüğünden söz edeceğim. Elbette yazdığı romanlarla öne çıkan, öyküleri ve şiirleri ise biraz bu romanların gölgesinde kalan fakat yine de çok yönlü olduğu, aşağı yukarı her edebi metne istidadı olduğu eserleriyle ortada olan bir yazardan söz ediyoruz. Böyle bir yazarın doğal olarak dili ustalıkla
Önce bir çevirmen tanısak! Neden mi?
Dünya üzerinde hatrı sayılır konuşma dili vardır. Bu dillerin farklı oluşu dünya görüşünde insanlara ulaşmayı kısıtlamaz. Bu kısıtlamanın ortadan kalması çeviri yapan saygın yazarların katkılarıyla olur. Bize bu düşünceleri yakından tanıma ve üzerine düşünme, ekleme, katılma ve eleştirme şansı veren bu
Freud'un gözlemine göre çocuğun annesine olan bağlılığında
öylesine olağanüstü bir güç vardır ki ortalama bir insan kendisini bu bağlılıktan hiçbir zaman bütünüyle kurtaramıyordu. Freud bu
bağlılığın sonucu olarak erkeğin kadınlarla ilişki kurma yetisinin
zayıfladığını, bağımsızlığının gelişemediğini, bilinçli olarak
benimsediği amaçlarla bastırılmış kandaşla cinsel ilişki bağlılığı
arasındaki çatışmanın çeşitli nevrozlu bunalımlara ve sarsıntılara yol açtığını saptamıştır. Freud anneye bağlılığın ardında yatan gücün küçük erkek çocuğun annesine karşı cinsel istek duymasına cinsel rakip olarak babasından nefret etmesine yol açan cinsel libidosu olduğuna inanıyordu. Ama rakibinin büyük gücü karşısında erkek çocuk annesine karşı duyduğu cinsel isteği bastırarak kendisini babasının buyruk ve yasaklarıyla özdeşleştiriyordu. Bununla birlikte bilinçaltında bastırılmış cinsel duyguları öylece sürüp gidiyor, ancak hastalıklı durumlarda büyük bir yoğunlukla ortaya çıkıyordu.