Hayat her iki cins içinde çetindi,zordu,bitmeyen bir mücadeleydi. Büyük cesaret ve güç gerektiriyordu. Belki de hepsinden önce,yanılsamaya eğilimli yaratıklar olduğumuz düşünülürse,insanın kendine güveni olmasını gerektiriyordu.
Ah, tesadüfen parmağım onunkine dokununca, ayaklarım masanın altında birbirine değince öyle heyecanlanıyorum k Ateşten kaçarcasına geri çekiliyorum, sonra gizemli bir güç beni yine öne doğru çekiyor - bütün duygularım yüzünden başım fazlasıyla dönüyor. - Ah! Onun masum kalbi ve özgür ruhu, küçük yakınlaşmaların bile bana ne kadar açı hissetmiyor. Konuşurken elini benimkinin üzerine koyunca, sohbete duyduğu ilgiyle bana yaklaşınca, ağzından çıkan ilahı nefesin dudaklarıma değme ihtimali belirince: Yıldırım çarpmış gibi elim ayağım tutuluyor. - Sonra Wilhelm, o cennete, o yakınlığa ulaşmaya bir cesaret etsem! Beni anlıyorsun. Hayr kalbim o kadar kötü değil! Sadece hassas! Fazlasıyla hassas! Bu da kalbimin kötü olduğunu göstermiyor mu? - verdiğini O benim için ilahi biri. Onun yanında tüm hırslarımdan arınıyorum. Onun yanındayken bana neler oluyor hiç bilmiyorum, sanki bütün sinirlerim ruhumu alt üst ediyor. - Bir meleğin yeteneğiyle piyanoda çaldığı öyle sade, öyle içli bir melodisi var ki! Bu onun en çok sevdiği şarkı, daha ilk notasını çalar çalmaz, beni tüm acılardan, kargaşalardan ve huzursuzluklardan uzaklaştırıyor. Eski çağların müziklerinin büyülü gücüyle ilgili sözlerin hiçbiri bana olanaksız gelmiyor. Bu yalın şarkı beni öyle duygulandırıyor ki! Ne zaman beynime bir kurşun sıkmak istesem, o bu şarkıyı çalıyor! Ruhumdaki kargaşa ve karamsarlık dağılıyor ve ben yine özgürce nefes almaya başlıyorum.
Reklam
İddia çürütme - Madde 1
( l) Bu tarz yahut biçimler ad rem ve ad hominem ve ya ex concessisdir: Söz konusu meselenin tabiatıyla bağdaşmadığını göstererek iddianın mutlak ya da nesnel hakikatini ancak birinciyle çökertiriz. Bununla beraber öbürüyle, onun iddiayı savunan kişinin diğer iddiaları veya kabulleriyle çeliştiğini göstermek ya da temellendirmelerinin savunulamaz olduğu, bu durumda da bizatihi iddianın nesnel hakikatinin gerçekte kararlaştırılmamış olarak kalacağı ortaya konulmak suretiyle sadece izafi hakikatini çökertiriz. Sözgelimi felsefenin veya doğabiliminin meseleleriyle ilgili bir tartışmada hasmımız (bu durumda kaçınılmaz olarak bunun bir İngiliz olması gerekir) cesaret edip Kitabı Mukaddes' e dayalı delil ve temellendirmelere başvurmaya kalkıştı, o zaman biz onu bu türden delil ve temellendirmelerle çürütebiliriz, her ne kadar bunlar meseleyle ilgili hiçbir şeyi çözüme kavuşturmayan birer argumentatio ad hominemden başka bir şey olmayacaksa da. Deyiş yerinde ise bu durumda birine ondan aldığımız aynı parayla ödemede bulunuyormuş gibiyizdir. Birçok durumda bu modus procedendi davacının mahkemede davalının da sahte bir makbuzla geri gönderdiği sahte bir emre muharrer senet imal etmesine benzetilebilir, ama her şeye rağmen borçlanma yapılmış olabilir. Fakat tıpkı bu son durumda olduğu gibi salt argumentatio ad hominem çoğu kez kestirme yol üstünlüğüne sahiptir, çünkü her iki durumda da meselenin tam ve gerçek izahı çoğunlukla fevkalade karmaşık ve güç olacaktır.
İslam özel hayatı yok saymamaktadır. O doğal hayatın, sevginin mutluluğun taraftarıdır tıpkı bir taraftan sağlık, temizlik, güç, cesaret, mücadele ve zenginlik taraftarı ve aşırı zühd (bütün dünyevi zevklerden vazgeçmek) ve azgınlığın aleyhtarı olduğu gibi. İslam insan için, "uhrevi" olanların yanında "dünyevi" meyveleri de ister ve az önce ibadet esnasın­ da bağlanmış olan ellerinin, daha sonra hayatın mutlu­luk verici şeylere de uzanmasına izin vermektedir.
Sayfa 42 - Fide YayınlarıKitabı okudu
Hayat, sürekli bir mücadeleydi. Hayat, çok büyük güç ve cesaret gerektiriyordu
Hayat, çok büyük güç ve cesaret gerektiriyordu. Belki de hepsinden önemlisi, biz insanlar yanılmaya meyilli varlıklar olduğumuz için, insanın kendisine güveninin olması gerekiyordu. Kendimize güvenimiz noksan olursa beşikteki bebekten farkımız olmaz.
Sayfa 59 - Ren KitapKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.