‘’ Çünkü hakkı doğuran güç ise, etkiyle birlikte etken de değişir. Bir öncekini alt eden bir güç, onun hakkını da elde eder. Ceza görmeden baş kaldırabildiniz mi, bu başkaldırma bir hak olabilir. Madem güçlü her zaman haklıdır, öyleyse yapılacak şey, her zaman güçlü olmaya bakmaktır. Güçlünün yok olmasıyla ortadan kalkan bir hakka hak diyebilir miyiz? İnsan boyun eğecek olduktan sonra, ödev dolayısıyla niye boyun eğsin? İnsan boyun eğmeye zorlanıyorsa, boyun eğmek zorunda değil demektir. Görülüyor ki, hak sözü güç’e hiçbir şey eklemiyor; bu bakımdan hiçbir anlam da taşımıyor.''
‘’ Güç maddesel bir şeydir. Bundan nasıl bir ahlak çıkabilir, bilmem. Güce boyun eğmek, bir istem işi değil, bir zorunluluk; olsa olsa bir sakıntı işidir. Ne bakımdan ödev olabilir bu?’’
Reklam
"...Güç maddesel bir şeydir. Bundan nasıl bir ahlak çıkabilir, bilmem. Güce boyun eğmek, bir istem işi değil, bir zorunluluk; olsa olsa bir sakıntı işidir. Ne bakımdan ödev olabilir bu?
Sayfa 7 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
1920'de on iki ihtiyarın ölümüne şahit oldum. Bu on iki ihtiyarın hemen hepsi seksen, doksan yaşlarında adamlardı. Birisini iyi tanırdım. Babamın ahbabıydı. Yoksul bir köylüydü. Suçu mu? Evinde, duvarda çar Nikola'nın resmi asılıydı. Çar Nikola'yı sevdiği için değil, çarın sakalına imreniyor ve kendi sakalını da Nikolavari kestiriyordu. Biz, çocuklar ona gülüyorduk. Çünkü sakalını kestiriyordu ama kenefe gittiğinde pantolonunu düğmelemeyi unutur, her şeyi meydanda, halkın arasında dolaştığı anlar olurdu. Onu kralcısın diye öldürdüler; hem herkesin gözü önünde! Halk seyirci kaldı. Halkın arasından biri çıkıp, bir tek kişi ses çıkarmadı. Hiç kimse! Niçin? Çünkü güç! Güce teslim olmak, boyun eğmek, haksızlığı hak yerinde kabul etmek...
Sayfa 102 - Ötüken Yayıncılık
Hasından bir erkek olmak tam olarak ne gerektirir? Duyguların bastırılması. Hassasiyetin gizlenmesi. Nezaketinden ve savunmasızlığından utanç duymak. Çocukluğu hunharca ve kesin şekilde terk etmek: Çocuk - adamların namı iyi değildir. Sikinin boyutu hakkında endişelenmek. Kadınlar yol yordam göstermeden veya farkına bile varmadan onlara zevk vermeyi bilmek. Zayıflığını açık etmemek. Nefsini köreltmek. Donuk renkler giymek, hep aynı hantal ayakkabılarla gezmek, saçlarla oynamamak, çok fazla aksesuar takmamak ve hiç makyaj yapmamak. Her zaman ilk adımı atmak zorunda olmak. Daha iyi bir orgazm için herhangi bir cinsel kültüre sahip olmamak. Yardım istemeyi bilmemek. Hiç niyeti olmadığı halde cesur olma zorunluluğu. Niteliği ne olursa olsun güce değer vermek. Saldırganlığı kanıtlamak. Baba olmaya pek müsait olmamak. Kadınların en başarılılarının bedelini ödeyebilmek için toplumsal bakımdan başarılı olmak. Kendi homoseksüelliğinden korkmak; zira bir erkeğin, gerçek bir erkeğin içine kimse giremez. Küçükken bebeklerle oynamamak, acayip çirkin küçük arabalarla ve plastik silahlarla oynamak. Kendi bedenine aşırı özen göstermemek. Yakınıp sızlanmaksızın diğer erkeklerin gaddarlığına boyun eğmek. Yumuşak başlı biri olsa dahi kendini savunmayı bilmek. Bir duruma ya da karaktere bağlı olarak değil kolektif beden böyle gerektirdiği için, erilliklerinden vazgeçmiş kadınlara benzer şekilde kadınsılığından kopmak. Bütün bunlar her zaman kadınlar savaşacak çocuklar doğursun, erkekler de dar kafalı üç dört ahmağın çıkarlarını korumak için gidip kendilerini öldürtmeyi kabul etsin diyedir.
Güç maddesel bir şeydir. Bundan nasıl bir ahlak çıkabilir, bilmem. Güce boyun eğmek, bir istem işi değil, bir zorunluluk; olsa olsa bir sıkıntı işidir. Ne bakımdan ödev olabilir bu?
Reklam
16
Aynı sonuca, Hristiyan tanrı kavramının bir eleştirisi de ulaştırır. —Kendine olan inancını sürdüren bir halk, kendi öz tanrısına da sahiptir. Onda, kendisini üstte, tutan koşulları, kendi erdemlerini yüceltir,—kendinden duyduğu hoşnutluğu, güçlülük duygusunu, bunlar için müteşekkir olabileceği bir varlığa yansıtır. Zengin olan, vermek, dağıtmak
247 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.