"Öyleyse kabul edelim ki güç hak yaratmaz ve insan ancak haklı güce boyun eğmelidir. Ve insan boyun eğmeye zorlanıyorsa boyun eğmek zorunda değil demektir."
261 syf.
·
Not rated
Siz gücünüze söz geçiremezseniz, gücünüzün size söz geçirmesine boyun eğmek zorundasınız. Kesinlikle çocuk kitabı olmadığını düşündüğüm bir kitap. .. Yetişkinlerin okuması daha önemli ve gerekli. Bunun sebebi kitabın çocuklara hitap edip etmemesi değil, tamamen ana temasının ‘insan’ olması. Evet, karakterler çocuk, en büyüğü belki 13-14 yaşında ama o çocukların bile ruhunda inişler çıkışlar olabileceğini, yenildikleri duygularının olabileceği aynı zamanda galip geldikleri düşüncelerinin de olabileceği gerçeği üzerinden, ‘insan’a büyük atıflar yapılmış. Kitapta ‘karanlık’ kelimesini okurken bile, yer yer insanın karanlık yönünü anlattığını hissettim. İnsan güce ne kadar boyun eğerse, ne kadar onun esiri olursa, hatta ne kadar taparsa ona, o kadar çaresiz aslında. Ben hiçbir kitapta insanın bu denli ‘aciz’ yaratıklar olduğunu görmedim daha önce. Anlatım çok sade. Hızla akıp gidiyor sayfalar. En çok eğlendiğim kısım ise, İngilizlerin ne denli aptal insanlar olduklarının her defasında gözler önüne serilmesi:) Özellikle, çocukları kurtarmaya gelen subayın kendi kendine yaptığı şu konuşma: ‘Britanyalılar... Ben şey, Britanyalılar, ne olursa olsun halleder zannederdim...’ Mesele ne Britanya ne Amerika ne de başka bir şey... Mesele insan, insan. Ah, akılsız subay, insandır mesele... Keyifli okumalar dilerim.
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202080.5k okunma
Reklam
Kudret sahiplerine itaat edin! Eğer bu, güce boyun eğmek anlamına geliyorsa, öğüt iyi ama gereksizdir.
Sayfa 20 - Koridor Yayınları
İnsanlığın baş edemediği bir zaaftı: güce tapınmak. Bir yanda güç edinmek uğruna zulmetmek veya zulme alet olmak; öte yanda gücün büyüleyici etkisi altında, zulmü meşrulaştırmak, ona boyun eğmek. Her devirde bu böyle; tarih boyunca saha değişiyor, oynanan oyun değişmiyor.
Furuğ'un İbrahim Golestan 'a yazdığı mektuplardan parçalar:
Benim kötülüklerim kötülük yapmak için değildir. Sonuçsuz kalmış olan iyilikleri duyumsamamdandır. * Kalbimi bir meyve gibi tüm ağaçların dallarına asmak istiyorum. * ... Hep kapalı bir kapı gibi olmaya çalışmışım, kimse korkunç içimi görmesin ve tanımasın diye... bir insan olmaya çalışmışım, kendi içimde yaşayan bir varlık olduğum halde... Biz
Sayfa 155Kitabı okudu
Cinsel direnme kavramı, cinsel ilişkinin frijidite yoluyla engellenmesi ya da bağımsızlığın iffeti korumakla sürdürülmesi, Victorian edebiyatın başlıca konularındandır. Ataerkilliğin oluşturduğu, cinsel eylemin erkeğin isteklerine boyun eğmek demek olduğu istismarcı, baskıcı cinsel düzenin gereklilikleri karşısında, frijidite, iffet ya da cinselliğe bir başka biçimde direniş, bir bakıma cinsel politikanın koşullarına "politik" karşı koyma niteliğini aldı. İffet, ya da frijiditeye varan cinsel ilişki nefreti, ataerkil düzende kadının cinsel yaşantısını kısıtlamak için bir toplumsal ve psikolojik "strateji" olarak kullanılırken, bir yandan da kadınların fiziksel, ekonomik ya da toplumsal ataerkil güce boyun eğmemek için başvurdukları bir savunma "stratejisine" dönüştü.
Sayfa 182 - 183 Payel Yayınları, 1. Baskı: Şubat 1973
Reklam
“Güce teslim olmak, boyun eğmek, haksızlığı hak yerinde kabul etmek…”
Sayfa 104Kitabı okudu
Korkudan korkmaktan kurtulmanın yolu, korkudan korkuyu yaratan toplumsal güce boyun eğmek, onun yandaşı olmak, korkudan korkuyu özümseyip içselleştirmektir.Böylece birey artık kendini efendi sanan uşaktır ve Uşak uyum sağladığı efendisiyle özdeşleşmiştir;kendini özgür sanan köledir.
Herr Müller olumlu duygular ifade etmeyi, güce boyun eğmek olarak yorumluyor.
247 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.