Saatin akrebiyle yelkovanı yarışıyor sanki. Paravanalarla örtülü pencerelerde gündüz, gece birbirini kovalıyor. Bu düzmece zamanın geçmesiyle herkes birbirine giriyor.
Çağdaş dünyada bir ülke milyonlarca varandaşını komşu ülkeye postalayıp en iyi şekilde bakılmalarını, hastane kuyruklarında ön sıraya geçmelerini sağladığında, çağdaş bir guguk kuşu sendromu mu ortaya çıkıyor acaba?
‘’Biri içeri girse bizim karanlık televizyon ekranına baktığımızı, arkamızda elli yaşında bir kadının bağırıp çağırdığını görse, sıkı düzenden, cezadan söz ettiğini duysa alayımızın keçileri kaçırdığımızı, deli olduğumuzu sanır!’’
Yıllar önce bitpazarından 2 TL’ye bulduğum farklı bir yayınevi’nin 1980 tarihli 2. basımı olan ve kütüphanemin en değerli kitaplarından biri Guguk Kuşu; orijinal adı ile ‘’One Flew Over the Cuckoo’s Nest’’, 1962’de Ken Kesey tarafından kaleme alınan ve alt metninde müthiş bir sistem eleştirisi barındıran bir kitap.
Romanın ana karakteri Randle Patrick McMurphy, toplumsal yaşama uyum sağlamayan, otorite karşıtı bir karakter olarak resmedilir. Muhteşem sürükleyici, acı acı güldüren bu kitapta ele alınan dönemin tedavi yöntemleri ise insanın kanını donduran cinsten...
Okumayı planlayanlara şiddetle tavsiye ediyorum…
**
McMurphy’nin toplumsal normlarla uyuşmayan anormal davranışları, şiddete meyilli oluşu ve birçok kavgaya karışması sonucunda alınan bir mahkeme kararı ile McMurphy akıl hastanesine gönderilir. Başta burada güvende olacağını ve hastanede eğleneceğini düşünen McMurphy, zaman içerisinde Büyük Hemşire Ratched’in otoriter tavrı sebebiyle özgürlüğünü kısıtlandığını hissetmeye başlar ve otoriteye karşı ayaklanır. Beraberinde akıl hastanesindeki hastaları da bir şekilde başkaldırısına dâhil eden McMurphy ne yazık ki romanın sonunda dönemin en vahşi tedavi yöntemlerinden sayılan lobotomi ile tedavi(!) edilir…
Guguk KuşuKen Kesey · Turkuvaz Kitap · 20071,611 okunma
Tavuklar, aralarından birinin üzerinde kan gördüler mi başına üşüşüp gaga atmaya başlarlar. Sonunda tavuğu paramparça ederler gagalarıyla. Kavga sırasında kan, bir ikisine daha bulaşır. İlk zavallının işi bitince, sıra onlara gelir. Bu kez kanlanan üç-dört tavuk daha çıkar. Diğerleri onlara saldırır. Bir-iki saat içinde bir kümes dolusu tavuğun öldüğünü görmüşümdür. İnsanı tir tir titreten bir manzaradır. Buna engel olmanın bir yolu var. O da tavukların gözlerini bağlamak. Kanı görmemelerini sağlamak.