Bir şey yapmamanın da bir eylem olduğunu çoktan anlamıştı. Protesto için evinden dışarı çıkmıyordu. İnsanlar arasına katılmanın istemediği düzeni meşrulaştıracağı inancındaydı.
Kardeşler! Dışı kâfire benzeyen insanın içi de ona benzemeye başlar.
Reklam
...İçinizdeki İslâmı gösterin. Çünkü İslâm, sizin üzerinizde görünmek ister. İman gizlidir, İslâm açık. İman kalbdedir, İslâm zahirde. İslâm şeriatsa, şeriat sizin amellerinizde görünmek ister.
Aslına hepimiz dağılıp gideceğiz, dedim, sen de, ben de, hepimiz. Hiçbirimiz kendimize ait yerlerde gezinmiyoruz.
Benim için ne düşündüklerini hiç önemsemiyorum artık, ben ne düşünüyorum, budur önemli olan benim için.
Bir şey yapmak istiyorum, onu yapıncaya yahut elde edinceye kadar deli divane oluyorum, ama yaptıktan sonra yapmış olmakla yapmamış olmak arasında bir fark kalmıyor.
Reklam
“İnsanlar birbirini tanımadıkları için severler”.dedi şaşırtıcı değil mi? Tanıdıktan sonra nefret etmeye başlarlar.
İnsan hiç denetimsiz bırakılmış olabilir mi?..
Hiçbir şey boşlukta sallanmamaktadır, saçmalık bile kendine bir dayanak noktası araştırmaktadır, her şey ,bütün nesneler yaratılışlarındaki amaca doğru yürüyüp gitmektedirler: kara gecede ,kara taşın üstündeki kara karıncanın kıpırtısı bile denetim altındayken som bilinç olan insanın -elbette insan'ın- kendini denetimden uzak sayması mümkün müydü? Mümkün müdür? Beklemek tüm anlamın kendisiydi, bekler ve düşünürdü,boşuna olamazdı,hiç bir şey boşuna olamazdı ,boşuna değildi ,sebepsiz ,yersiz değildi ,bekliyordu ve beklediği gelecekti. Yalnızlık -somut konumuna göre yalnızlık,yoksa yalnız duymazdı kendini- sezgilerini alabildiğine inceltmiş,bileylemişti.
Sayfa 14
Eve kapanıp kalmakla insan değiştirmek istediği bir dünyayı değiştiremez.
Sayfa 39 - İzKitabı okuyor
Biliyor musun,korkaklık da bulaşıcıdır, yiğitlik de.
Sayfa 38 - İzKitabı okuyor
Reklam
Bazı şeyler, üzerinde durulunca önem ve anlam kazanır, kendiliğinden bir önemi ve anlamı yoktur aslında.
... bizi başkalarının gözünde değişik kılan yeni durumlarda takındığımız tavır oluyor.
Sayfa 62 - İzKitabı okuyor
Sevmeye yeteneğimin olmadığını bilmiyorsun. Sana mahsus değil, kimseyi sevemem ben.
Sayfa 97 - İzKitabı okuyor
bana gelince... kimse olduğum gibi görmek istemiyor beni. Nasıl söylesem... herkes kendi icat ettiği gibi bakıyor bana.
Sayfa 97 - İz yayıncılıkKitabı okuyor
Ramazan demek kitap fuarı demekti 1980 Askeri darbesinin ardından kitaptan uzaklaşan bir nesli yeniden kitaplarla buluşturan Sultanahmet Kitap Fuarı’nın yaklaşık 40 yıla uzanan bir mazisi var. Ülkemizin en sevilen ve her yıl merakla beklenen buluşmalarından Sultanahmet Kitap Fuarı ilk kez 1984 yazında kurulmuştu. Ramazan ayının sıcak ve uzun
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.