“Görüyorsunuz ya, Anneydi bu kadınlar, ama bizim anladığımız gibi umutsuz ve istemsiz bir doğurganlıkla ülkelerini doldurup taşırmaya zorlanan, toprak üstüne toprak dolduran, sonra da çocuklarının acı çekmesini, çektirmesini, birbirleriyle savaşıp ölmesini izlemek zorunda kalan annelerden değillerdi. Bilinçli İnsan Yaratanlardı onlar. Onlar için anne sevgisi vahşi bir tutku değil, bir "içgüdü", kişisel bir duyguydu, annelik onlar için bir dindi. “