...geçimsizlik bir kişinin hatalı olmasından değil, iki kişinin huyunun suyunun, inançlarının ve yaşam tarzının denk düşmeyip "uyumsuz" olmasından doğar.
Sayfa 69 - Neden KitapKitabı okudu
Bakarsan her yerde insan var ama insan yok işte!
Sayfa 88Kitabı okudu
Malumunuz; insan ömrü, her şeyi bizzat kendimiz görüp yaşayarak, sınayarak ve ders alarak "deneme yanılma" yoluyla öğreneceğimiz kadar uzun değil.
Sayfa 10 - Neden KitapKitabı okudu
"Evlilikler, aşklar ve birliktelikler kadar yalnızlıkların da insana mutluluk saçan, neşe ve huzur veren halleri vardır...
"Eğer yalnızsan alkolle boğma kendini, inanmadığın ilişkilere kaçma ve sevemediğin kişilere hayatını açma...
"Sadece dur biraz!
"Durakta harika bir yolculuğa çıkacağın aracı bekler gibi dur, o kadar...
"Ve yalnızlığın düşünmek özgürlüğünü genişleten, kendini gözden geçirmek ve zihinsel üretim yapmak olanaklarını çoğaltan halinin tadını çıkarmaya bak"
Sayfa 11 - Neden KitapKitabı okudu
''Mutluysan hiç korkma, derhal bir kanepeye uzan ve bekle, kısa sürede geçecektir!''
Sayfa 125Kitabı okudu
"çok muhabbet tez ayrılık getirir"
Yoo..
İnsanlar sevişmedikçe konuşamaz olduğu için de, artık hiçbir ruh halini, hiçbir gündelik yaşantıyı ve hiçbir umudu paylaşamıyorlar.
Sayfa 24Kitabı okudu
" Ben cinselliğin düşünsel , ruhsal ve bedensel kalitesi kadar aşkın niteliğini de çok önemsiyorum . "
...dünyada insanın var olduğu ilk zamanlarda kadının çok eşli olduğu anaerkil tarım ve av düzeni yıkılıp, yerine "mülkiyet" kavramının ortaya çıkmasıyla birlikte, erkekler artık malını mülkünü bırakacağı çocuğun "kendi tohumundan" olmasını istiyor.
İşte namus denen mesele de, üretim araçlarını elinde tutan ve bu mirası bırakacağı çocuğun kendi kanından olmasını isteyen erkeklerin "tarihsel bilinçaltı" ile meydana çıkıyor.
Sayfa 63 - Neden KitapKitabı okudu
Femine hanım, her ne kadar kocasının onu aldattığını düşünüyorsa da, kendisi bir karşı aldatmayı hiç aklına getirmemişti. Üstelik kocasının aldatıp aldatmadığından da emin değildi. Duygu Asena'yı okuyarak beyninde böyle düşünceler oluştu, daha sonra Ayşe Arman , Pakize Suda gibi yazarlara da merak sarınca, kocasını aldatmak için ille onun kendisini aldatmasını beklemenin şart olmadığı düşüncesine erdi. Giderek, bukadın yazarların da etkisiyle, mutlaka aldatıyordur adi herif, aldatmayan erkek yoktur duygusuna ulaştı . Güler Kazmacı'nın bir köşe yazısıysa, onda kocasını bir an önce aldatması gerektiği, bu konuda çok geç kalfığını düşüncesini oluşturdu.
Sayfa 81 - PdfKitabı okudu
...çarık parçalayan zor yollar gibi yürek parçalayan zorlukta, yıkıcı ve kötü bir ilişki, insanın içinde umut barındırmaz, hatta var olan umutlarınızı bile silip atar.
Sayfa 11 - Neden KitapKitabı okudu
" Bir yandan en içlerinde, hani o kendilerine bile kolay itiraf edemedikleri tenekeden ruh depolarında okyanus gibi engin denizlerin serin ve serseri sularını içgüdüsel biçimde özlüyorlar. Öte yandan içinden çıkamadıkları geleneksel ahlak değerlerinin bulanık ve sınırlı "kavanozunda" sıkışıp kalmışlar. "
Yine kadınların büyük çoğunluğu erkeğin aldatmasında tıpkı bir annenin haşan oğluna karşı "Bırakayım da kurtlanın döksün, nasıl olsa geri gelecek" dediği gibi bakarlar.
Çinlilerin "Hiçbir şey sonsuza kadar gizli kalmaz"