Çocukluğumun beyaza boyalı hayalleri kadar viran olmuş hayatların ruhlarıyla karılı şimdi bahçeler ve yitip gidenlerin ardından eski bir resimde dönüp kalmış gülümsemeler kadar ifadesiz şimdi geride kalanlar..
Çocukluğumun keşfetmeye değer mağaralarıydı ufacık odalar ve kapağı kapalı sandıklar..keşfettikçe büyüdüğümü sandığım zamanların yorgun ve acılı insanıyım artık..
Gidenlerin ardından kalanların acılarına merhem olmaya çalıştığım zamanlardan geçerken,hayatın mayasına tutunmaya çalışan bakteriler kadar ufacık kalmanın çaresizliğiyle boğuşan benliğimin sorgulayan sorularıyla boğuşuyor şimdi yüreğim..
Sevmediğim vedaları etmekte hiç usta olmadım ben,kime veda edecek olsam geride kalan olmanın ezilmişliğiyle,gidenin neden gittiğini merak ederken, tanımadığım insanları özledim ben..
Keşkeli cümlelerden oluşan isyankar zamanların en hayalperestiydim aslında,pamuklara sarılı hayallerin iğnelerle dolu olduğunu öğrenip büyüdüğümü zannederken,etimin acısını ezip geçerdi ruhumun acısı ve ben en masumuydum hayatın..
Hâlâ küçük bir kız çocuğuyum belki de ben;hayallerine sarıldığında gerçek olacağına inanan..
Beni büyütmeye çalışan acılara inat hayal dünyasında savaşan bir amazon kadar azimle tutunuyorum hayatın pamuk ipliğine bağlı dallarına..Hâlâ çocukluğumun bahçelerinde koşarken ayağıma çelme takan hayata inat umut çiçekleri topluyorum dallarımdan,tohumlar ekiyorumsevgi toprağının koynuna.
Ben hala..küçük..kız çocuğu..