Mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün
Gazel
Değişmem kirpiğin yüz bin güzel Leylâ'ya âhh yâr yâr
Kılıp kurbânı cânım sen güzel Leylâ'ya âhh yâr yâr
Bahârdan tâzedir sadrımda açmış gül u nergisi
Nasır tutmuş gönül gülşen güzel Leylâ'ya âhh yâr yâr
Ya`kûb'un çeşminen hasretlik âşıklarda zâhirdir
Nazar kıldım gönül hayrân güzel Leyâ'ya âhh yâr yâr
İlâhî derdimin vârıyladır hamd olsun îmânım
Bütün dünyâ bütün kurbân güzel Leyâ'ya âhh yâr yâr
Sanırsın Fâ`ik`in Azrâil almış tatlı cânından
Ki yoktur hîç olandır cân güzel Leylâ'ya âhh yâr yâr
Fâ`ik Enes DEMİR
Kitap söyleşisi
okuma treni kitap grubumuz ile bu akşam ( 29. 07.2023 ) saat 21:00 da ınstagram platformundan Gülşen gazel ile kitaplari ve edebiyata dair canlı yayın yapılacaktır..
katılımlarınızı bekleriz.
instagram.com/okuma_trenii?ut...
GAZEL
Ne dem ol gözleri mestâne gelür hâtırıma
İbtidâ sunduğu peymâne gelür hatırıma
*
Dest-i çevrinde nice yıllar o kaşı yayın
Çekdiğim çille-i merdâne gelür hatırıma
*
Bir mesel söyler o şuhu sararım fikri ile
"...hayal kırıklıkları, İnsana en fazla susmayı öğretiyordu."
Gülşen Gazel, Çılgın Gönlüm
Dikkat İltifat içerir!
Işkun gamına eylemişem gönlümi mahzen
Bir munçılayın mehzen-i esrâr kimün var
İy nisbet iden yüzini gülzâra vü bâga
Yüzi tek anun gülşen ü gülzâr kimün var
Ben gönlümü aşkın derdine mahzen ettim;
işte bunun gibi bir sırlar mahzeni kimde var.
Ey yüzünü gül bahçesine ve bağa benzeten kimse;
o sevgilinin yüzü gibi gül bahçesi ve güllük kimde var?
Keçeçizade İzzet Molla'ya kısa bir bakış.
ELE ALINAN EDİP KEÇEÇİZADE MEHMET İZZET EFENDİ ( İZZET MOLLA).
Kısa ve öz bir biçimde İzzet Molla’yı ele alalım. İzzet Molla 1786’da İstanbul’da doğdu. Babası, devlette görevli bir memurdur. Edibimiz iyi bir eğitim aldı. İzzet Molla ilk görevini 12 yaşında başladı. Ancak ilk resmi görevini Bursa müfettişliğidir. Mevlevi olan Hâlet efendi ile
Mükemmel insan yoktur; hatalarını görmeyecek kadar sevdiğimiz insanlar vardır.
Gülşen Gazel 🌿
~ Bu gazel Mecnûn dilindendür .. ~
Ey hoş ol günler ki men hem-râz idüm cânân ile,
Ni‘met-i vaslın görüb nâzın çekerdüm cân ile ..
Görmemişdi gülşen-i ayşum hazân-ı tefrika,
Olmamışdı tîre eyyâmum şeb-i hicrân ile ..
Meh-veşümden dûstlar devrân cüdâ ister meni,
Düşmenümdür hîç bilmen n’etmişem devrân ile ..
Yetse ger âşıklarun eflâke efganı
RİF’AT, Halîl Rif'at Efendi
*
Gazel
Verdi revnak rûyuna hattın kemâl olmuş sana
Nev-nüvişte bir berât-i âlü’l-âl olmuş sana
*
Mâh-ı nev mihr-i dırahşânla olup âmîhte
Biri ebrû birisi hüsn-i cemâl olmuş sana
Eskilerin “yâr” dediğine şimdikiler “manita” diyor. Eskilerin “nâz” dediğine şimdikiler “trip” diyor. Eskilerin “sevda” dediğine şimdikiler “ilişki” diyor. Eskiler bakmaya kıyamazken şimdikiler canına kıyıyor.
Farsçada “dil” “gönül” demek ve bozulan sadece lisan değil, dilimiz oldu..
-Gülşen Gazel