"Her sabah önünden geçtiği Galip Dede Mevlevihanesi'nin bahçesindeki İbrahim Müteferrika'nın mezarını görmüş, onun matbaayı Osmanlı topraklarına ilk getiren kişi olduğunu öğrenmiş, ancak aşkla kurduğu matbaasında bastığı eserlerin hiçbiri satılmayınca, bulut beyazı sayfalarıyla aydınlanmanın ışıksız fenerlerini var ettiği matbaasını kapatmak zorunda kaldığını üzülerek okumuştu.."