Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kestim kara saçlarımı n'olacak şimdi Bir şeycik olmadı -Deneyin lütfen- Aydınlığım deliyim rüzgârlıyım Günaydın kaysıyı sallayan yele Kurtulan dirilen kişiye günaydın
Dağ Havası
... Ben yalnızlığımı gözlerim gibi taşıdım Unutmak olmazdı unutmadım Ben garip çingene - oh olsun - Parlak tüylerinden önce tavusun Çirkin bacağından haberli Kendimi zorla onardım unutmadım Çirkindi ellerim inceliğim yoktu Yalandı bir inansaydım Sonsuz ölürdüm.
Reklam
"Kestim kara saçlarımı n'olacak şimdi Bir şeycik olmadı -Deneyin lütfen- Aydınlığım deliyim rüzgârlıyım"
Sayfa 12 - YKYKitabı okudu
"Kötü bir gündüze karşılık Tanrının her akşamüstü Tutsak pazarından eski çirkin Başımı alır gelirim"
48 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Gülten Akın ile tanışma kitabımla karşınızdayım. Kitabı okurken toplumsal çizgide eserler okudum. Hayatını araştırırken öğrendiğim kadarıyla 1960'lı yıllardan sonra toplumsal şiirler yazmaya başlamış. Başlarda şiirlerinin konusu doğa, aşk, ayrılık, özlem iken, daha sonraları ise toplumsal sorunlar ağır bastı. 1980 öncesinde halkın yaşadıkları,
Kestim Kara Saçlarımı
Kestim Kara SaçlarımıGülten Akın · Yapı Kredi Yayınları · 20161,391 okunma
"KESTİM KARA SAÇLARIMI Uzaktı dön yakındı dön çevreydi dön Yasaktı yasaydı töreydi dön İçinde dışında yanında değilim İçim ayıp dışım geçim sol yanım sevgi Bu nasıl yaşamaydı dön Onlarsız olmazdı, taşımam gerekti, kullanmam gerekti Tutsak ve kibirli -ne gülünç- Gözleri gittikçe iri gittikçe çekilmez İçimde gittikçe bunaltı gittikçe bunaltı Gittim geldim kara saçlarımı öylece buldum Kestim kara saçlarımı n'olacak şimdi Bir şeycik olmadı - Deneyin lütfen - Aydınlığım deliyim rüzgârlıyım Günaydın kaysıyı sallayan yele Kurtulan dirilen kişiye günaydın Şimdi şaşıyorum bir toplu iğneyi Bir yaşantı ile karşılayanlara Gittim geldim kara saçlarımdan kurtuldum"
Reklam
"KOÇAKLAMA Bir çağ ki öyle en olmıyacağı Kuşatır yasaklar üstünü örter Susuz bir tavşansın dolanırsın Suya değerken ayakların Masalsın korkunçsun, eskisin masalsın Örtük odaların iç içe odaların Üşür senden uzakta senin yanında korkar Tay bacaklı, sıpa gözlü bir kadın Pis ya vurmak, incitmek kötü ya -Gülünç ya öyle bulmadığı bazılarının- Kaygısız yaşamanın ormanlarında Sen avcı olsan avlanamazsın"
"O ELİNDEKİNİ Ellerim tutmanın elleri, gözlerim bakmanın Benim değil ayaklarım, yürümenin Solumaya bir yerlerim sevmeye başkası Ben yaşamanın olmalıyım öyleyse, değilim Benim yaşamam mı ne, belki de şu: Kesin bir şiirde kendi gibi olmak Bir kapı hep nasıl açılır hani o Yok bir değişmesi esnemenin hani Ayna ayna, yankı yankı, akarsu su Yaşama, hani apaçık ya işte o O elindekini bitir gidelim Biter bir yenisi gelir, o elindeki mi? Benim yaşamam mı? Ne gezer canım Hep böyle kesin mi düşünür isterim Bir şey aktarır gibi bir elden bir ele Hayat hep birden ne istediğini bilmemeye O elindekini bitir gidelim."
"BAŞKA YAŞAMA Durdu rüzgârda sallanması Durdu damarlarınızda kan Çektiler karanlığa varlığınızı İttiler aydınlık aşktan Sizi sevdiğiniz havalara götürdüm Bir yanınızı buldum usulca dokundum Eğilip söyledim ben size, söyledim Böyle bırakmayın kendinizi Kaçtıkça kendinizden kendinizden Dışarıya adandıkça Çoğaldı güçsüzlüğünüz Tutmadı kıskançlık sokaklardaki Odalarda sevgi tutmadı Yoksul ölümlere öldünüz Ağaçtan maviden denizden uçar Kendinden uçamaz kuş Tutunmak ne yeryüzüne aşka Ölümden korkmak ne Başka yaşamalar var ucunda Daha bir aydınlık bir kurtulmuş Durdu rüzgârda sallanması Durdu damarlarınızda kan Çektiler karanlığa varlığınızı İttiler aydınlık aşktan"
"Ayrılar Gemisi Bunlar en mutlu günleri ayrılığımızın Yanaşmadan özleminin limanlarına Bir uzun hava içinde kendimiz kendimizin Uzasın dönmenin saçları, çağırma uzasın"
Reklam
"KESİK Yaşamanın kesik bir yerinde Sevgiler yüzleri düşündürürdü Gide gide incelen, kaybolan Uçucu anlamlar kalırdı ağırlıksız Kırılıp dökülen bir şeylerden Şimdi hiçbir şey değiliz doğru mu Bizim için kimse kimsenin bir şeyi değil İlgiler gündelik giysiler gibi eski inceliksiz İsa'dan bu yana giydiği herkesin Yaşamanın kesik bir yerinde uzun uzun Deli bir adam savruk bir kız Bir duruma bağlarlardı kendilerini Var bilinen sürüp gidecek sanılan Güz geldi mi üst üste üç güz gelirdi Her gün başka olmaktan yüzlerce olurdu Her kuş yüzlerce olurdu anlatılmaz güzel Ufalır ellerimiz tutula tutula Biz şimdi güzleri ayrı ayrı Kuşları güzelsiz yüzlercesiz Bir bakıma öldük açıkçası bu Bir başka bakıma nedensiz evetsiz Unutmaya yaşıyoruz günleri doğru mu"
"Güz Yeli Akşam saatlerinde yorgun dönüşlerde Ağır ayaklarımıza yüzümüze İner kavaklardan bir ince güz yeli İçimiz gün günden kara ezik Yaşamak daha alımlı çalımlı Unutsak gözlerimizin ardını Unutsak bizi uyutup bir şeylerin Kaçtığını güçlü adamlara yeni yaşamalara Avuntularımızla gecelesek dağ başlarında Dağ başlarında gecelesek iki kişi Isınsak dostluğumuzdan odsuz ışıksız Görünmese yalanlara alışmış yüzümüz Çevre mi tek yanlı kurtuluşsuz Ne bağlamış bizi ölümüne Atıp zorumuzu tiksindiğimizi Yaşasak ya ha deyince Böyle neden korkuyoruz Akşam saatlerinde yorgun dönüşlerde Kim alır havasından kim eder Bir ince yelin güz gününde Durup dururken adama ettiğini"
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.