Sonra Salih amca geldi
"Ver oradan bana bir şişe midem suyu!" dedi
Gülerek uzattım maden suyu şişesini.
Müşterilerin iğrenç esprilerine "Bu ne iğrenç espri Salih amca, bir daha duymayayım!" denmez, mecburen gülünür. Hatta ileri gidip "Midem suyu mu? Maden suyu-midem suyu... Ne hoş bir kelime oyunu Salih amcacığım, hahahaha!" gibi gurur okşayıcı sözler de söyleyebilirsin.
Ama ben sevmem, bu kadarı fazla Espri güzelse gül, değilse gülümse geç!
"Kim düşlemez ki plaza hayatını, trafiği, stresi şehirde bırakıp; Şirin bir Ege kasabasında begonviller, sardunyalar arasında yaşamayı?" cümlesiyle sizi kendine çeken, romantik bir eserle geldim. Sevgili Yazarımız aynilyuksel 'in ilk romanı 'Nisan Yağmuru' ile..
Kitabı elime ilk aldığım andan itibaren hayal kurmaya başladım diyebilirim. Kendimi sayfalara bıraktığım gibi 'Gülümse Kafe'de buldum kendimi. Aynı Nisan gibi..
Şehir gürültüsünden uzaklaşarak kendisini Ege'de bir kasabada dinleyen Nisan'ın, yaşlı çiftimiz Gülümser teyze ve Adnan amcanın işlettiği 'Gülümse Kafe'de hayatının değişmesine tanık oluyoruz.. Maddi sıkıntılardan dolayı Gülümse Kafe'yi kapatmayı düşünen çiftimizin derdine Nisan ortak oluyor ve kendi hayatına yeni bir kapı açıyor. Reklam ajansı olan Yağmur'un, reklam çekimi için geldiği Gülümse Cafe'de yolları kesişiyor Nisan ile.
Yazarımızın kalemiyle tanışmış olduğum ilk eserini keyifle okudum. Okurken 'neden uzaklaşıp, kendimi dinlemiyorum bir ege kasabasında?' diye sormadan edemiyorsunuz. Sanırım ihtiyacım olanı bu kitap sağladı bana. Tek başıma gittiğim tatilimde mutlaka yanıma alacağım ve tekrar okuyacağım bir eser oldu benim için.
Keyifle okuyacağınız, içinizi ısıtacak bu tatlı eser tavsiyemdir. Yazarımızın kalemi daim, okuru bol olsun (Kendisinin 2. kitabını da okumak için sabırsızım)
Nisan YağmuruAynil Onur Yüksel · İkinci Adam Yayınları · 202123 okunma
Benden harika olmamı istiyorlar oysa ben sadece insanım. İşin garip tarafı onlar da hep insanlar, Allah ise bana hata yapabilirsin fakat bir hatadan uyandığında büyük pişmanlık duyduysan bir daha ona dönme ve tövbe et diyor. O'nu seviyorum, büyüklüğü karşısında hayret içerisindeyim.
Gülümse, gülümsediğin
Bil ki seni de bulur
O müntehâ mahşerinin rahminde
Bazen de bana gülümse sevdiğim
Bakarsın kanadı kırılan kuşlar
Uçmaya başlar yeniden
bak bana, yürü bana, koş bana, sarıl bana
ister yakıp kavuran sahralardan geçelim
isterse her akrebin ağısını içelim
yüz defa bulansan da, bin defa durul bana
kirpiklerin bu güne kapanınca, gülümse
yarın hatırladığın rüyalarda ben varım
gözünü açtığında yeniden vurul bana
Sana dönerken gözyaşı dökmemek mümkün değil!
Hadi tehdit et beni parmağınla annelerin tehdit edişi gibi, hadi gülümse bana annelerin gülümseyişi gibi, hadi de ki: "Kimdi o, bir zamanlar bir fırtına gibi esip uzaklaşan benden? -
GÜLÜMSE
Hadi gülümse bulutlar gitsin
İşçiler iyi çalışsın, gülümse
Yoksa ben nasıl yenilenirim
Belki şehre bir film gelir
Bir güzel orman olur yazılarda
İklim değişir, Akdeniz olur, gülümse.
Sazlarım vardı, ırmaklarım vardı çok
Çakıltaşlarım vardı benim
Ama sen başkasın anlıyor musun
Tut ki karnım acıktı, anneme küstüm
Tüm şehir bana küskün
Bir kedim bile yok anlıyor musun
İklim değişir, Akdeniz olur, gülümse.
Dans et bana, lütfen,
sanki saçlarının üstünde
ışık yılları birikmiş
bir yıldızmışsın gibi,
gülümse
ben de dans edeceğim sana,
sanki ben karanlıkmışım gibi,
kafamın üstünde şapka gibi duran
yarasa yığınıyla!