Günaydın🌼
Ey ömrünü bizlere feda edenler,
Pencere önünden hayatı seyr edenler.
"Ya gelirse" diye bekleyenler.
Bir arasa, "Annem, nasılsın?"
diye sorsa,
Bir "Baba, özledim" diye merak etse,
"Ya kapım çalıyorsa?"diye kapıya koşanlar.
Bir anlık olsun unutamayanlar,
"Evladım nasıl, ne
Ayrılık var mı gurbet var mı?
Biz beyhude yere gecikenler,
Çoktan bitmiş bir yolun ucunda
Bilmiyoruz şimdi ıssız gecede
Ne yapar ne eder,
Gidip de gelmeyenler,
Beyhude bekleyenler!
Hayat ki akıp gider bulanık bir su gibi,
Korkulu rüyalarla geçen bir uyku gibi...
Çabalama... Kabul et bunu olduğu gibi!
Hayattan fazla bir şey bekleyenler delidir...
HAYAT
Yeni bir sabah...Her birimiz kim bilir yeni bir sabaha nasıl uyanıyor? Kimimiz dünün vermiş olduğu mutluluğun etkisiyle yeni bir güne dinçle ,gülümseyerek kalkarız. Kimimiz ise yeni bir sabahın ne olduğunu bile daha yaşamayan karanlıklara alıştırılmış bir zindanın içerisinde umudunu bekleyenler, Kimimiz ise bir eşyadan farkı olmayan her yeni bir sabaha aynı rutin işleri yaparak bir ömür kendini bile tanımayan insanlar ...Günaydın hepinize
Günaydın çiçeği solup kendi solmayanlar, bayat günlerin bitmesini sabırla bekleyenler, ağzını musluğa dayayıp su içenler, kırlara çıkacağı günü burnu sızlayarak bekleyenler, bir şiirin uyandırdığı sabahlar günaydın. Günaydın sen, başımıza ne gelse en çok senden utandığım.
Hayaller güzeldi. Her şey dâhildi.
Sınırsız ve sonsuzdu. Zaman ve mekân yoktu.
Yerçekimi, suyun kaldırma kuvveti, dünyanın güneş etrafında döngüsü, savaşlar, sınırlar, yasaklar yoktu. Sınavlar, iki kere iki dört ederler, yazları kurak kışları yağışlı geçerler, geçmiş olsunlar, başınız sağ olsunlar, sonu kötü biten romanlar, açılmayan telefonlar, bir proje gibi çocuk yetiştiren ebeveynler, takıntılı sekreterler, her şeyden şikâyet edenler, boş vermişler, tatil dönüşü beyaz giyip işe gelenler, kasıntı müdürler, asık suratlı memurlar, iş arkadaşlarına günaydın demek için yönetici olmayı bekleyenler, her şeyin doğrusunu bilenler… Hiçbir şey yoktu.
Günaydın her sabah toplu taşımayla işe gidenler , üşüyünce elini nereye koyacağını bilemeyenler, gelmeyecek olanı bekleyenler, burukluk listesinde adı yazanlar, umudunu berrak tutanlar günaydın.
...
Sen gelinceye kadar
Pencerem kapalı duracak
Rüzgar gelmesin diye
Artık perdeleri açmayacağım
Gün ışığı girmesin diye
Sonra kahrolacağım
Bu karanlıkta, bu derin yalnızlıkta
Ve günlerce gecelerce haykıracağım
Nerdesin diye, Nerdesin?
Bir gün bu kapıdan sen gireceksin
Biliyorum
Ergeç bu bekleyişin bir sonu gelecek
Yıllarca sonra
Öldüğüm gün bile gelsen
Bütün bu bekleyişimi ve öldüğümü unutup
Çocuklar gibi sevineceğim
Kalkıp sarılacağım ellerine
Uzun uzun ağlıyacağım
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN [Bekleyenler için]
Günaydın gördüğü rüyadan sonradan mutlulukla uyananlar kalbini kalın bir kitabın arasında kurutanlar günaydın bölüştükçe tok olanlar Günaydın çiçeği solup kendi solmayanlar bayat günlerin bitmesini sabırla bekleyenler bir şiirin uyandırdığı sabahlar günaydın/ izdiham
Pazar sabahı erkenden uyananlar,
Pazartesi sendromuna selâm çakanlar,
Çayı demleyip çökmesini bekleyenler,
Kahvaltıyı şölene dönüştürenler,
Gidene de kalana da eyvallah diyenler,
Dönenleri görmezden gelip
Kaldığı yerden devam edenler,
Aşk pazarından düş satın alıp
Aklını elinden kaçırıverenler,
En çok size günaydın,
Sonra herkese...
👇👇👇
open.spotify.com/track/5yGn9fdeT...
👇👇👇
youtu.be/3z1lSZU19vw
Günaydın çiçeği solup kendi solmayanlar, bayat günlerin bitmesini sabırla bekleyenler, ağzını musluğa dayayıp su içenler, kırlara çıkacağı günü burnu sızlayarak bekleyenler, bir şiirin uyandırdığı sabahlar günaydın. Günaydın sen, başımıza ne gelse en çok senden utandığım.