"Biz her peygamberi ancak kendi kavminin diliyle gönderdik ki, onlara Allah'ın emirlerini iyice açıklasın. Allah, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir." (4)
Yahudilerden "İseviyye" adlı bir grup, Hz. Muhammed'in Allah tarafından gönderilmiş bir peygamber olduğuna inanmışlar, fakat bu ayetten hareketle onun sadece Araplara gönderilmiş bir peygamber olduğunu söylemişlerdir. Bu grubun bu ayetten böyle bir anlam çıkarma noktasında yaptıkları yorum, şu iki hususa dayanır: İlk olarak Kur'an Arapça olarak indirildiği için, onun edebi ve dilsel mucizeliğini ancak Araplar anlayabilir, bu durumda da, Arap olmayanlar için bir delil teşkil etmez. Ikinci olarak da, "Biz her peygamberi muhakkak kendi kavminin dili ile gönderdik" (İbrahim 4) ayeti açıkça Arap diline gönderme yapmaktadır, bu ise Kur'ân'ın sadece Araplara has olduğu anlamına gelir. Bu konuyu gündeme getiren Razi buna şöyle cevap verir: "Ayette geçen kavm kelimesi sadece Araplan değil de bütün muhatapları kapsayacak şekilde neden anlaşılmasın ki? Ayrıca onun davetinin umumi olduğunun bir delili de "De ki; "ey insanlar! Ben Allah tarafından siz bürün insanlara gönderilmiş bir elçiyim" (Araf 158) avetidir. Hatta Hz. Peygamber insanların ve cinlerin tamamına gönderilmiştir. Zira İsra 88, Ayette "De ki insanlar ve cinler bu Kur'an'ın bir benzerini oluşturmak üzere toplanacak olsalar ve birbirlerine yardhm edecek olsalar, yine de onun bir benzerini meydana getiremezler" denilmiştir.