Orada, o köşedeki döşeğin üzerinde bilmem kaç kere yıl döndü. Biri diğerinden bin beter sayısız gündönümü hasarlı gözlerimin arasında eriyip gitti. Gözlerim çukur. Bedenim elek. Yaralarım küflendi. Ben hep sustum.
"Kendini kaybettiğinin farkında olduğu gün, kendini aramaya çıkacağı gündür insanın."
Naçizane kendi düşüncelerimi belirtecek olursam basit cümlelermiş gibi görünen ama az da olsa üstüne düşündüğümde ortaya çıkan o mükemmel anlamın etkisinde kaldığım birçok cümleden oluşuyor kitap.
Bir düşünce kitabı. Diriliş, emanet, kendini bulmak, Miraç, hicret, kimlik... Ve daha birçok başlık altında yazarın fikirlerini belirttiği, belki de bizi uyandırmaya çalıştığı bir kitap.
Farkındalık sahibi olmak, ufkumuzu geliştirmek için bazı kitaplara ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Bu da o kitaplardan biri..
Kalkıp diyecekler ki sen hayal içindesin, sen mucize bekliyorsun. Mucize ki ancak peygamberlere gelir. Derim ki evet,ben mucize bekliyorum. Ama hayal içinde değilim. Müslümanların içinde bulunduğu bu acı gerçeği haykırıp durarak Allah'ın lûtf edeceği, âdeta mucize kadar büyük bir atılımı bekliyorum... bin parçaya bölünmüş milletimden bir mucize kadar zor bir atılım bekliyorum. Kendine gelmesini, birleşip bütünlenmesini, çevresini, öteyi, beriyi aydınlık gözlerle görmesini bekliyorum. Peygamberin ruhaniyeti adına, diri Kur'an'ın yüzü suyu hürmetine, Kutsal İslâm inancı onuruna Allah'tan bir mucize bekliyorum. Böyle bir mucizeye lâyık olacak değişim ve diriliğe ermemizi gece ve gündüz Râhim ve Rahman olan Allah'tan umuyorum bekliyorum.