Alplar, Nökerler ( Yoldaşlar)
Osman , beyliği ailenin öbür üyeleriyle birlikte idare eder görünüyor. Karacahisar subaşılığını ( komutanlığını) , kardeşi Gündüz Alp'a vermişti. Önemli siyasi kararlarda amcası Dündar'a danışırdı.
Reklam
Bilinen en eski kaynak olan Ahmedî manzum eserinde Osman­lı tarihine Sultan Alaeddin ile başlar ve birden Gündüz Alp ile Ertuğrul'un onun yanında yer aldığını, Gök Alp ve birçok Oğuz be­yinin onun yoldaşı olduğunu ifade eder. Mekân olarak ise Konya ve Sultanöyüğü'nün adı geçer. Sultan Alaeddin'in bunlarla birlikte harekete geçtiğini, fakat sulh içinde bulunduğu Tatar'ın ahdi bozup onun üzerine yürümesi üzerine uç kesimindeki gaza faaliyetini Ertuğrul'a bıraktığını, Ertuğrul'un Söğüt'ü ele geçirdiğini kaydeder.Bu ilk bilgiler daha sonraki tarihçiler tarafından esas alınmış gözükmektedir.
Sayfa 4 - Kitabevi YayınlarıKitabı okudu
Gerçek Süleyman Şah
Süleyman Şah'ın Anadolu Selçuklu Devleti'nin gerçek kurucusu 1.Süleyman şah olduğu ve 1075-1086 arasında hükmettiğidir. Osman Gazi'nin babası Ertuğrul Gazi'nin (onun da isminin Gündüz Alp olduğu anlaşıldığından Söğüt'teki türbedeki isim tashih edildi) ve Gündüz Alp'in atasının Süleyman Şah olmadığı bilinmelidir Süleyman şah bundan neredeyse 2 asır evvel var olan Anadolu'daki Türk vatanını ve Devleti'nin kurucusudur.
Sayfa 187
Birçok Osmanlı prensinin Bizans'a karşı yapılan muharebelerde şehid düşmelerinden, mücâdelenin şiddetli olduğunu anlıyoruz: 1306'da Osman Bey'in kardeşi Gazi Gündüz Alp Bey (dedesinin adını taşıyor), 1288'de diğer kardeşi Gazi Sarıbatı Savcı Bey ve 1287'de bunun oğlu Beyhoca Bey, 1302'de Gündüz Alp'in oğlu Aydoğdu Bey, bu suretle şehid oldular.
Alp Arslan'ın , Anadolu'nun fethi için ilk emirleri ..
“Artık haça tapanların memleketleri istila edilecektir... Bundan böyle aslan yavruları olunuz; yeryüzünde gece gündüz kartal gibi uçunuz ve Rumlara artık merhamet göstermeyiniz.”
Sayfa 44 - Kronik Kitap 1. Baskı 2018Kitabı okudu
Reklam
Yaşlarım görüşümü bulanıklaştırdı ama saçlarımı okşayan rüzgar,gecenin zalimliğine inat şefkat gibiydi.Beni kucakladı,derinliklerine çekti.. Gündüz Alp'i bir daha göremeyeceğimi biliyordum.Güvendiğim tek dostumu,ortağımı kaybetmiştim.Bu gerçek beni uçurumdan düşmüşüm gibi çarptı.Yakamoz'un yelesine dokundum.Yasımı hissetti.Yelelerini savurarak bana karşılık verdi. Artık tek başımaydım.
Günümüzde sıcak gündem olan olan "İstismar," vakası..
Günümüzde seçimle iktidara gelip devlet erkini eline geçirenler dünyanın hemen her ülkesinde korku içinde. Korkularının ifadesi, büründükleri gizlilik zirhinda; bağımsız yargıyı, meclislerin yasama yetkisini devre disi birakmalariyla mutlak gucu yürütmede toplayan baskan ve basbakanlarda; özel hayatımızı tarihte görülmemiş sekilde kayit altına alp fişlemelerinde. Egemen düzenden çıkar sağlayanlar baska ideolojilerin tehdidi altında degil. Anlaşmazlıkları, çatışmalar pastadan kimin ne kadar pay aldığında. Korkulari, birbirlerinden çok, bizden gizlediklerinin ifşa edilmesinde. Aralarinda anlaşmazlık çıkınca, birbirleri hakkinda cephaneliklerinde tuttuklar bilgileri, o güne kadar gizli tuttukları belgeleri, ses ve görüntü kayıtlarını, emellerine hizmet edecek çevreleri kullanarak, özgür basın kılıfında bize sızdırıyorlar. Açlar ve aceleleri var. Benden sonra tufan günlerinin uzun sürmeyecegini biliyorlar. Tarihte uzun kalıcılıklarıyla tanıdığımız, asırdan asıra varlığını sürdüren aristokratlarla, kusaktan kuşağa servet aktaran burjuvalardan farklı olarak günümüzde sermaye geçici oligarşilerle sık el degistiriyor. Borsalarin belirsizligi, yeni teknolojiler ve yatırım firsatlar, krizler ve savaslarla degisen güç odaklar, birbirinden geçici, yeni "elit" ler yaratıyor.
Sayfa 15
Vaktiyle muhafız, köle, hizmetkâr veya paralı asker olarak Samanoğullarının hizmetine girmiş olan Türkler zaman içinde güçlenip devlet idaresinde önemli mevkilere gelmişlerdi. Bunlardan Alp Tegin, 963 yılında hükümdara karşı başarısız bir darbe girişiminden sonra maiyetindeki askerlerle birlikte ayrılıp Gazne şehrine hâkim oldu. Burası önceden beri Türklerin gelip yerleştiği bir yerdi. Alp Tegin bir hanedan kurucusu değildi. Onun ölümünden sonra idare yine Türk kumandanların elinde kaldı. 977'de ise Sebük Tegin, Gazne'nin idaresini eline aldı. Bundan sonra bu küçük şehir bölge tarihini derinden etkileyen bir yükselişin adı oldu. Sebük Tegin hâkimiyetini hızla genişletip Toharistan'dan Belucistan'a kadar olan yerleri ele geçirdi. Ancak asıl hedef Hindistan'dı. Kabil'den Dâmgân bölgesine kadar hâkimiyetleri altında tutan Hinduşahîleri mağlup edip Peşaver'e kadar ilerledi. Böylece Hindistan'da İslâmiyet'in yayılmasının da yolunu açtı.
Sayfa 137 - Yeditepe Yayınevi 1. Baskı Ekim 2022Kitabı okudu
Bayan Çor'un yerine geçen oğlu Tanrı'da Kut Bulmuş İl Tutmuş Alp Külüg Bilge unvanlı Bögü Kağan 762'de Çin seferi esnasında ziyaretine gelen Maniheist rahipleri başkenti Karabalsagun'a götürdü. Rahipler ona, Mani dininin inceliklerini anlattılar. Devlet adamlarının pek çoğunun bu yeni dine karşı çıkmalarına rağmen Bögü Kağan Manihezimi kabul etti. Mani rahiplerinin de gayretleriyle ahali hızlı bir şekilde Mani dinine döndürülmeye başlandı. Böylece daha önce iki defa Budizmi teğet geçen Türkler bu defa Maniheizme yakalanmışlardı. Üstelik bu dinin etkisiyle Uygurlar hızlı bir şekilde yerleşik hayata geçtiler. Böylece Bilge Kağan'ın hem Budizm'e girme hem de yerleşik hayata geçme fikri onun ölümünden otuz yıl sonra gerçekleşmiş oldu.
Sayfa 90 - Yeditepe Yayınevi 1. Baskı Ekim 2022Kitabı okudu
Reklam
Osman Bey Yeni-Şehir ve Yund-Hisar'ı Bizanslılardan alarak burasını İznik üzerine yapılacak harekatın tertip ve tanzimine elverişli sayarak, hükümet merkezi yapti. Bilecik kalesini ailesine ikamet mahalli olarak seçti. Beyliğin diğer kısımlarını da beş idare bölgesine ayırarak, bunları savaşlarda yararlılık görülenler ile, güvendiği kimselere tevcih etti. Delikanlılık çağına gelmiş olan oğlu Orhan Bey'e Sultan-Önü (Karaca-Hisar ve nahiyelerini), büyük kardeşi Gündüz Bey'e Eski-Şehir Aykut Alp'a İn-Önü, Hasan Alp'a Yar-Hisar merkezi İlyas Bey köyünü. Turgut Alp'a da İne-Göl'ü verdi. Bilecik ve havalisinin mahsulünü ailesi efradının geçimine tahsis etti. Bu bölgeler sonraları da selatin vakıfları olarak kalmış gözükmektedir. .... Fahreddin ve Muineddin lakaplarıyla tarihlerde kaydedilmiştir.
Resim