Unutkan Aşk
“Anımsamak bir tür buluşmaktır. Unutmak ise bir tür özgürlük.” - Halil Cibran. Bu sözlerdi en çok aklımda kalan, bir gün, bir yerde bir şeyleri unutursam, belki not düştüklerim bana kendini hatırlatır.
.
#NerminBezmen’den #UnutkanAşk daha yazılırken heyecanlandırmıştı beni. Eşimin çok tarzı olmayan bir anlatımı olduğu için
Merhum Marko Paşa’nın Size Çok Selamı Var
Merhum Marko Paşa’nın Size Çok Selamı Var
Ulaş Başar Gezgin
Marko Paşa. Kim? Marko Apostolidis. 19. yüzyılda yaşamış olan Rum asıllı Osmanlı hekimi, önce “derdini Marko Paşa’ya anlat” sözüne; ondan sonra ise Sabahattin Ali’li, Aziz Nesin’li, Rıfat Ilgaz’lı ve bol kahkahalı ve bol kara mizahlı haftalık bir mizah gazetesinin ismi için esin
Hayat bu, bazen olur.
Durur. Düşer. Yuvarlanır. Tepetaklak olur...
Hepimiz bir yerinden tutunmaya çalışıyoruz bu hayata. Yuvarlanıp düşse de tepetaklak olsa da sabahına uyanıyoruz. Uyanır uyanmaz da sanki beynimizde bir ağaç büyüyor. Büyüyor ve kocaman dalları oluyor. Geçmişten gelen olaylar, dünden kalmalık, bugünün planları derken zihnimiz daha
Fareler ve İnsanlar (Aslında kitap yorumu değil düşündürdükleri.)
Uyanıyoruz. Yaşam şeklimize göre değişen saatlerde. Kimimiz sabahın erken saatlerinde, kimimiz öğleye doğru, kimimiz geceyi gündüz yapmış akşamüstü belki. Ancak bir çoğumuzun ortak yanı gerçekleşmemiş ve gerçekleşemeyecek hayallerin olduğu bir güne uyanıyoruz. Çocukken toz pembe başlayan dünya serüvenimiz, en iyi ihtimalle siyaha değil de laciverte boyanıyor. Gerçek olmayacak düşlerin kasvetli dünyasına uyanıyoruz.
.
Hayallerimiz mutluluğumuz oluyor. Ama bazen en mahrem hikayelerimiz oluyor hayallerimiz. Anlatamıyoruz alay edilmesinden korkup. Bazı hayatalar için bu yüzden, belki de hayat yaşananlardan ziyade yaşanamayanlardır.
.
Çok derli toplu, uzun uzadıya bir okuma geçmişim olmasa da hayalleri betimlemeyi en başarılı bulduğum kitap Fareler ve İnsanlar.
.
Ana karakterlerden, hikayeden hiç bahsetmeyeceğim. Sıkılmadan tek oturuşta bitireceğinize kesin gözüyle bakıyorum çünkü.
.
Keyifle okuyun.
.
Not: Bu yorum çok yorgun bi kafayla yazılmıştır. Hatalar olduysa affedin.
Her Güne Bir Platon
Evet, hayat çok zor Bunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Kimimizin sorunları gerçekten başından aşkın, kimimiz de pireyi deve yapıyoruz. Ama bir şekilde başa çıkıyoruz
.
M.Ö. 428 yılında doğan ve Eflatun olarak da bilinen Platon binlerce yıl öncesinden hayatla baş etme reçetelerini sunuyor bize Aslında bir çırpıda okunabilecek bu kitapta bunca zaman öncesinden gelen öğütleri klişe bulabilirsiniz belki. Ancak benim fikrim bu 80 reçetenin herkesçe içselleştirilmesi yönünde Çünkü çok iyi bildiğimiz halde uygulayamadığımız çokça şey var ve herşeyi çok abartıyoruz. Oysa hepsi geçecek Hoş bir hikayeyle şöyle özetlenmiş durum:
-Bir zamanlar ruh hali sürekli değişen bir kral varmış. Bir an mutluluktan uçuyor, hemen ardından da büyük bir üzüntüye gömülüyormuş. Bütün krallığında bu derdine çare aradıktan sonra bir gün karşısına bir adam çıkmış ve çare olarak ona bir not vermiş; kralın ruh hali ne zaman değişirse bu notu okumalıymış, bu şekilde teselli bulacakmış. Notta sadece bir cümle yazıyormuş. "Bu da geçecek."-
.
Demek ki neymiş: her ruh hali, her duygu zihnimizde misafirmiş. Herşey geçecek emin ol. Çünkü; "sonunda, ölüm herşeyi yutar..."
Gustav Jung, Keşfedilmemiş Benlik ve Freud üzerine
Carl Gustav Jung psikoloji bilimine kendisini adamış bütün çoğunluk gibi sıkıntılı aile hayatı, kişisel sorunların ve süpersonik toplum etrafında büyümüş. Gustav amcamızın çocukluk dönemi girmeden konuyu direk olarak Freud'a bağlayıp oradan kitaba geçmek istiyorum. Gustav abimiz ile Freud dedemizin ilişkisi oldukça enteresan, iliğine kadar drama
