Hedonizm ile egoizm arasında sıkışan hayatlar
Güneşin karanlığı ışığa bogmasıyla başlayan güne, suçu yağmura yüklemek kadar bedbaht olabilmek ancak insana yakışan cehalet erdemi. Oysa sistemsizliğin kaosuna sürüklenirken, bilginin hertürlü karanlığa galebe çaldığının idrakinde olamadık.
Yağmurman
Ne gül
ne yarın!
Gül, küle karılmış günlerin tortusunda.
Yarın, vurulmuş yatıyor bugünün avlusunda.
Sakla yamalarını kalbim..
İnsanlar büyüdükçe günler kısalırlar;
günlerimiz gibi aşklarımız da
yittikleri duraklarda kalırlar.
Sakla yamalarını kalbim..
Kendini bıçak gibi ışıyan yeni güne bağışla.
Yürü, arkana bakma, ama umursa.
Bazen anılara en çok yakışan elbise,
birkaç damla gözyaşıdır unutma...
Sayfa 68 - Alkım YayineviKitabı okudu
Bana kalırsa kar bir kitaba yakışan en güzel fon müziği...
Güne karla uyanmayalı uzun zaman olmuştu. ❄️☃️
Günaydın.
Millete Gazel
Heder oldu ümitler, boşuna bunca emek
Kederin, kederleri birbirine eklemek
Hayat pahalılığı artıyor günden güne
Yiyenlere ne mutlu günde üç öğün yemek
Sen asil bir milletsin her şeye katlanırsın
Yoklukmuş, fakirlikmiş senin için ne demek
Öbür milletler aya varıyorlar, aldırma
Füze çağında bize yakışan emeklemek
Yine talihine küs ey talihsiz milletim .
Her devirde nasibin beklemek hep beklemek
Sayfa 322Kitabı okudu
Akılla Yürek Gibi
Ben olmasaydım, dedi,
Gülüşümün güzelliğini yaşayamazdın
Biliyorum verdiğim mutluluğun değerini
Ne anlama geldiğini senin için
Günlerinin güze dönen hayal çizgisinden
İki güneș ırmağı gibi akan gözlerimin...
Elbette biliyorum senin değerini de ben
İçime bir ince sağanak gibi yağan
Öpüşten yumuşak yakınlığı ile
İnsana ömürler veren sözlerinin
Yıkayıp yüreğimin acemi yerlerini
Bulutsuz bir gök gibi dingin ve derin
Daha bir güzelleştiriyorum gülüşümü.
Akılla yürek gibi oluyoruz böylece
Birbirini bütünleyen, dengeleyen dünyayı
İki ayrı tende bir can, birbirine yakışan.
Sen,yüreği güzel insan,çıkarcı bir insan yüzünden kendini karamsar bir dünyaya hapsedeceğine,sana yakışan,akan her damla gözyaşın için bir mutluluk alacağın güne kendini hazırlamaktır…
Sayfa 147Kitabı okudu
Kırmızı bir mumdun Şamdanına yakışan
Hayata benzeyen Bir yanın vardı
Zümrüt kakmalı hançerimi elimden alan.
Sanırım karanlık bir kömürlükte
Güneşli bir sabahtın. İçime dokunan
Bir halin vardı Ölüme benzeyen
Gözlerimin buğusuna yazamadığın
adın vardı. Rutubet kokusuna sıkışan.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Bakımsız bir bahçe
Sayfa 96 - Ayrım Şiir Kültür Sanat Dergisi, Sayı 14,Nisan 1995Kitabı okudu
Beklemek;
Bir sırra vakıf olmanın yükü altında ezilmek kadar ağırdır.
Bir kez daha bakarsın gidenlere. Bu son görüşün olur.
Sana ait olan ne varsa onlarda kalan, vazgeçersin hepsinden.
Yüzünde, o güne kadar ki sana en çok yakışan gülümsemen.
Ellerinde ne veda anındaki heyecan ve hasret, ne de keder.
Sen, bu yalnızlığı tek başına yaşarsın.
Sakla Yamalarını Kalbim
Ne gül,
ne yarın!
Gül, küle karılmış günlerin tortusunda.
Yarın, vurulmuş yatıyor bugünün avlusunda.
Sakla yamalarını kalbim...
İnsanlar büyüdükçe günler kısalır;
günlerimiz gibi aşklarımız da
yittikleri duraklarda kalırlar.
sakla yamalarını kalbim...
kendini bıçak gibi ışıyan yeni güne bağışla
yürü,arkana bakma, ama umursa
bazen anılara en çok yakışan elbise
birkaç damla gözyaşıdır unutma...
Sayfa 68 - Alkım YayınlarıKitabı okudu
"Bir seyi günden güne daha iyi ögreniyorum insan kendi isteklerinden tamamen vazgeçmeli. Bir arzu bir insanı terk etti mi onu daha derin bir manada bulmus olurum
Bir insan yahut bir şeyi kendim için almak istedim mi ona temellük etmek arzusunda bulundum mu onu kaybetmis
olurum. Belki hayatta en mühim prensip budur."
Sayfa 123Kitabı okudu
Herkese merhaba
Bugün günlerden 10 Kasım. Kalbimizdeki özlemin, acının ve saygının daha derinden hissedildiği, Atamızın aramızdan ayrılışının 85.yıldönümü.
Bu özel güne yakışan, vatanın ne zorluklarla ve kahramanlıklarla kazanıldığını anlatan şahane bir eserle geldim:
Mehmet Uluğtürkan'ın kaleminden "Rüsumat" "Kurtuluşun Hayalet Gemisi".
Öncelikle belirtmek isterim ki hiç vakit kaybetmeden kitabı hemen alın ve okuyun.
Neden mi hemen okuyun diyorum.
Birçoğumuz savaşın karasal yönünü biliriz. Peki ya Mustafa Kemal'in Sovyetleri mühimmat yardımına ikna ettikten sonra, bu mühimmatın Karadeniz'den Anadolu'ya nasıl geçtiğini, düşmana teslim edilmemek için batırılan bir geminin tekrar su yüzüne çıkarılıp görevine zorluklarla devam ettiğini biliyor muyuz? Eminim ki birçoğunuzun cevabı hayır.
Tarihte bazı olaylar vardır ki, akıl mantık yoluyla açıklanamaz, cevabı manevi gerçeklerde saklıdır. İşte yazar Mehmet Uluğtürkan bu kitabında tam da bunu kaleme almış.
Vatanın kurtuluşu için herşeyi göze alan, canlarını ortaya koyan elinden gelenin fazlasını yapan, Vonalı Celal, Keçiköylü Hamdi ve nice cengaver gençler, kahraman fedakar askerler, vatanperver bir halk ve bu ruhani manevi güce son ana kadar destek olan Hayalet Gemi Rüsumat.
Gerçek hayattan alınan öyküsü ve yazarın akıcı etkileyici üslubu sayesinde gözyaşlarıyla bitirdiğim bu şahane kitabı ısrarla tavsiye ederim.
Her Ay Okuyanlar Kulübü
""artık kendini bıçak gibi ışıyan yeni güne bağışla; yürü, arkana bakma, ama umursa! bazen anılara en çok yakışan elbise, birkaç damla gözyaşıdır, unutma..."
