-Betonlaşan sadece şehirler mi sanırsınız?
Ya kalpler ne olacak?
Kalpler, şehirlerden daha hızlı betonlaşıyor.-
-İnsanın, insanla konuşmadığı,
Arı kovanı gibi kentlerde, ayrık otu gibi yaşadığı,
Savaşın, şiddetin, nefret dilinin ve kötülüğün revaçta olduğu bir çağdayız.
Toprağın altı değil üstü karanlık
Çağımızın insanı, suskun, somurtkan ve mezar taşı gibi soğuk.
-Vefasızlığın adını vakitsizlik koymuşlar.-
Ey insanoğlu…!
Güneş yüzüne değil, biraz da yüreğine vursun ki, içindeki buzullar erisin.-
.
-Ömrümün yarısını insan olmak için,
diğer yarısını da insan kalmak için harcadım.-
.
-İnsan gidecek yolu olduğu için değil, varacak yeri olmadığı için huzursuzdur.-
-Huzur, gönlün gelincik tarlasıdır.-
.
-Huzur, kördüğümün çözülmüş halidir.-
.
-Huzurun yolu,
kendini yontmaktan geçer.-
.
-Huzursuzluğun kaynağı talepkârlıkta huzurun ise kanaatkârlıkta yatar.-
1. Kitap
Doğu’dan Batı’dan 99 Teselli
Kederli günlerden geçen derviş, rüya âleminde bir adaya uğrar. Gördüğü şey mucizevidir. Peygamberler, veliler, âlimler ve filozoflar bir halka şeklinde oturmakta ve anlaşıldığı kadarıyla birini beklemektedirler. Derviş de onlarla birlikte beklemeye durur ancak asıl misafirin kendisi olduğunu anlaması uzun
-Güneş de sanıyor ki, bir tek o yanıyor.
Ay da sanıyor ki bir tek o tutuluyor.-
.
Gönül ocağı tütmeyen
Gönül toprağına aşk ekmesin…!-
Aşk Bir Erdemdir;
.
Serçe kadar kalbin aldığını akıl almaz.
Çünkü gerçek aşk;
ne zamana, ne gökyüzüne.
ne bir şarkıya,
ne bir şiire,
ne de bir ömüre sığmaz.
.
İnsan coğrafyasının en güçlü duygusudur.
Dünyanın en güçlü mıknatısı gibi çeker insanı.
Ya yıldırım çarpmışa,
ya da üstünden tren geçmişe döndürür.-
.
Okuduğunuz şiirin her mısrasında, sevdiğiniz size göz kırpar.
Görünce, çöl güneşinde kalmış dondurma gibi erirsiniz,
Nefesinizi tutsanız, taklacı güvercine dönen kalbiniz yanardağ gibi patlar,
Ne eve, ne sokağa, ne de koca kente sığamazsınız.
Kılcal damarlarınıza kadar mola vermeksizin onu düşünmekten, uyku girmez gözünüze, günlerce uyuyamazsınız. Kaldı ki uyku aşka ırak kalpler içindir.
(Zaten, -Aşıkken uyumak haramdır, uyuyan da haindir.-)
-Bir kadının gözyaşı...:
Boyun büküşü bir garibin, bir yıldızın kayışı.
Kadın solarsa,
Bir gülün yaprağını dolu vurur, çiçekler solar, çocuklar solar.
Kadın ağlarsa,
Yuvası bozulur bir kuşun, uzaklarda bir deniz ağlar.
Oysa kadın gülerse,
Şeker kokulu umut sarkar yuvaların saçağından,
En umutsuzu yeniden umuda bağlar.
.
-Bir kadının gözyaşı...:
Yedi milyar insanın sığınacağı bir gönülgâhın çöküşü,
Bir düşün bitişi, bir umudun ölüşü.
Oysa tüm gül goncalarından daha güzeldir bir kadının içten gülüşü.
.
-Avuçlarımdan kumrular uçtuysa,
Yüzümde rengârenk çiçekler açtıysa,
Aşk havliyle sırılsıklam sevdimse,
Güneş vurmuş sular gibi güldümse,
Onların eseri bu Dünyada güzel ne gördümse.
.
“K a d ı n l a r d a n ö ğ r e n d i m;
Bu hayatta ne öğrendimse...!”
Babamın ölümüyle" duygularımı bastırmayı" öğrendim... Artık hayatta daha güçlü olabilecek bir araca sahip olmuştum... Duyarsızlaşmayı öğreniyordum adım adım...
HATİCE ERKEN o güzel kalbiyle ve güzel ÇOCUKLARIYLA birlikte 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen ve 10 ili kapsayan depremde aramızdan ayrıldılar. Hakka yürüdüler.
Güneş onlar için bir daha doğmayacak.
Huzur içinde uyuyun.
Başımız sağolsun. Mekanları CENNET olsun.
Unutamadığınız bir kitap cümlesi var mı?
Yıllar önce okumuştum Bin Muhteşem Güneş'i. Ama daha yıllar geçse hafızamdan silinmez şu cümle. Bana göre evrenseldir:
Pusulanın hep kuzeyi gösteren ibresi gibi, bir erkeğin suçlayan parmağı da daima, mutlaka bir kadını gösterir. Her zaman. Bunu hiç unutma Meryem.
-Namussuzlar yaşasın diye,
Namusluları öldürdü bu dünya hep.-
.
-savaşan askerler soruyordu:
birbirimizi hiç tanımıyoruz,
birbirimizle hiçbir sorunumuz yok,
o halde neden birbirimizi öldürüyoruz ki?-
.
Ah ne acı!
Yüreklerimiz barışık ama liderlerimiz değil.
.
-Şu masmavi gökyüzü bizim,
Pırıl pırıl güneş bizim, ay bizim, yıldızlar bizim
Kapkara yeryüzünde bu kavga niye?-