Kitapta da bahsedildiği gibi Dostoyevski'nin karakterleri genelde Rus ruhunun derinlerinde gezinen karakterler. Fakat bu karakterler batıyla olan ilişkilerini koparmazlar. Dostoyevski'nin Bir Yazarın Günlüğü kitabında da eleştirdiği, incelediği ve yorumladığı Batı dünyasının sosyal düzeni, devlet ilişkileri bir çok anlamda gerçekleşmiş ya da ona yaklaşmış bir durumdadır. Liberallerin yükselişinden sosyalist bir devletin kuruluşuna kadar onca şeyi düşünen ve yorumlayan bir kişi olan Dostoyevski'nin karakterlerinden bazıları evrensel bir devlet ihtiyacı hissetmektedir. Bu evrensel devlet anlayışının gerektirdiği bazı şeyler ise saf ve mutlak sevgi ve bu sevgi de ayrılıkların bitirilmesini gerektirmektedir. İnancın, ahlak kurallarının ve bazı değerlerin yıkılması, vicdan cetvelinin değişmesi gereklidir ki yeni bir devlet ve düzen kurulabilsin ve bahsettiği gibi Yeni Babil Kulesi "göğe çıkmak için değil" gökteki o mükemmel düzene sahip cenneti yere indirmek için inşa edilsin.
Yazar Dostoyevski'nin karakterlerinin ve kendi bakış açısının yorumlamasını harika bir şekilde yapıyor. Neredeyse aslında her karakterin ortak bir paydaya ulaşan bir bakış açısı olmasıyla birlikte bu bakış açısı yine diğerlerinin düşünceleriyle çelişmekte ve yazar yine bunu Dostoyevski'nin de görüşleriyle irdeleyerek anlatmakta. Dostoyevski'nin hem batıya hem de yeni bir sosyalist düzene doğru ilerleyen Rusya'ya karşı olan bakış açısını anlamak ve karakterlerinin nerede yer aldığını görmek için harika bir kitap!