Ama sen uzaklardaydın ey kalbim
Uzaklardaydın, sevdiğim uzaklardaydı
Ayın yıldızların çağlayarak
Berrak şelaler yaparak
Coşku içinde aktığı
Bir yerlerdeydi.Hani bir gün bir çobana rastlamıştık
Adı Ferhat mıydı neydi
Koyunların, kuşların, böceklerin ve çiçeklerin
Sadakatten mest oldukları
Herbirinin gözlerinde
Kaybolur gibi kayar gibi
Dalıp
güneş ve ay birbirine aşıktır ama zaman farkı nedeniyle bir türlü kavuşamazlar bu yüzden tanrı güneş tutulmasını yaratır ki insanlar imkansız aşk olmadığını bilsinler.
yazmadım seni daha,
sevmeye ayırdım tüm zamanları,
yazmaya bu yüzden vaktim olmadı.
ben düşünmeye başlayınca seni
-ki bu bir önceki düşünmenin sonundan çok
öncedir-
inan ki dağlar, taşlar,
inan ki bulutlar, yağmur ve kar
toprakla su ve gökyüzü,
güneş ay ve yıldızlar
onlar da benimle birlikte
ve onlar da benim kadar seni düşünürler...
hep dalgınım bu günlerde
saati cezveye koyup yumurta tutuyorum,
bir gün takvime bakmasam yılı unutuyorum.
aklım başıma gelmiyor,
başıma çarpmadan dallar
yolda yürürken dalıp dalıp gidiyorum.
nisan'a kaç var diyorum saati sorarken.
hiç böyle olmamıştım.
bilenlere sordum;
'aşk bu' dediler.
~Metin Vural
Yazmadım seni daha,
sevmeye ayırdım tüm zamanları,
yazmaya bu yüzden vaktim olmadı.
ben düşünmeye başlayınca seni
-ki bu bir önceki düşünmenin sonundan çok öncedir-
İnan ki dağlar,taşlar,
inan ki bulutlar,yağmur ve kar
toprakla su ve gökyüzü
güneş ay ve yıldızlar
onlar da benimle birlikte
ve onlar da benim kadar seni düşünürler.
~🌼🤍..~
... Sonra hepsi, on bir kardeşi, annesi ve babası;on bir yıldız, ay ve güneş hükmünce durarak Yûsuf'un önünde, Yûsuf'un da arkasındaki Yûsuf'u görerek, meleklerin Âdem'e secdesi hükmünce, suretâ Yûsuf'a değil ama Yûsuf'un manasına eğildiler,selâm verdiler. Rüya gerçek oldu, Yûsuf'un Yûsufluğu zahir.
Yaslan göğsüme sevdiğim
Benim gönlüm gök gibidir açık deniz gibidir
Pas tutmaz benim içim yeryüzü gibidir
Toprak gibidir
Sen ki bulut gibisin
Ay gibisin güneş gibi bazen
St. Petersburg'daki Pulkovo Gözlemevinden Vadim Bobylev, Hiparcos adında bir Avrupa uydusundan gelen verileri analiz ederken Gliese 710 olarak bilinen yakın bir yıldızın Güneş Sistemimizle çarpışma rotasında olduğunu keşfetti. Gliese 710 güneşimizin yaklaşık olarak yarısı kadar kütleye sahip ve şu anda Yılan takımyıldızı yönünde bizden aşağı yukarı 63 ışık yılı uzaklıkta bulunuyor. Bize doğru kabaca saatte 50 bin km hızla yaklaşıyor ve kaderinde, Güneş Sisteminin sınırlarında bulunan Oort kuyrukluyıldız bulutundan bir buçuk milyon yıl içinde geçmek var; hatta Güneş'e Kuiper Kuşağı kadar yaklaşabilir. Bu yakın temas sonucu Oort Bulutunun dağılması, iç Güneş Sistemine Geç Dönem Ağır Bombardımandan beri görülmemiş bir ölçekte enkaz yağmasına neden olur. Eğer Gliese 710'un kendi kuyrukluyıldız bulutu varsa (böyle olması olası görünüyor), bombardıman çok daha yoğun olacak. Şüphesiz, bu Dünya'daki tüm yaşamın yok olmasıyla sonuçlanacak ve gezegenimizi, Ay'ın oluşumundan hemen sonra bulunduğu duruma geri götürecek. İşte bu, Dünya'nın bir teknolojik medeniyete asla sahip olmama durumuna ne kadar yaklaştığını gösteriyor; neredeyse 4 milyar yıllık evrimin ardından, bir milyon yıl.
Doğada hiçbir şey kendisi için yaşamaz.
Nehirler kendi suyunu içemez.
Ağaçlar kendi meyvelerini yiyemez.
Güneş kendisi için ısıtmaz.
Ay kendisi için parlamaz.
Çiçekler kendileri için kokmaz.
Toprak kendisi için doğurmaz.
Rüzgar kendisi için esmez.
Bulutlar kendi yağmurlarından ıslanmaz.
Her şey birbiri için yaşar.
ÇOK ÇOK ESKİ ZAMANLARDA, NEREDEYSE BÜTÜN HALKLAR ARASINDA İLK HAKİM OLAN KÜLTLER GÜNEŞ VE AY KÜLTLERİYDİ: DRUİDLER, ÇİNLİLER, AZTEKLER, MISIRLILAR, JAPONLAR, MALAYLAR, PERSLER, HİNDULAR, ASURLULAR, SÜMERLER VS.
Bir gezegenin yüzeyindeki sıcaklık, ana yıldızından ne kadar ısı aldığına, ısının ne kadarının uzaya geri yansıdığına ve gezegen atmosferinin ısının ne kadarını tutabildiğine (sera etkisi) bağlı olarak değişir. Eğer atmosferi olmasaydı Dünya'nın sıcaklığının nasıl olacağına dair uygun bir göstergemiz var ve bunda yalnızca ilk iki etmen etkili olmuştur; Ay, Dünya'nın yüzeyiyle aynı materyalden oluşur, Güneş'e temel olarak bizimle aynı uzaklıktadır ve atmosferi yoktur. Havaya sahip olmayan Ay'ın yüzeyindeki ortalama sıcaklık eksi 18°C'dir ama Dünya'nın yüzeyindeki ortalama sıcaklık artı 15°C'dir. Bu 33°C'lik farktan Dünya atmosferinin sera etkisi sorumludur. Sera etkisinin boyutu Dünya'nın atmosferindeki karbondioksit, metan ve su buharı gibi gazların yoğunluğuna bağlıdır (atmosferin ana bileşeni olan nitrojen bu şekilde ısı tutmaz ve zaman zaman "küresel termostat" olarak adlandırılan olguya katkıda bulunmaz). Ayrıca bu sera gazlarının yoğunluğu büyük oranda levha tektoniğiyle düzenlenir ya da insan etkinlikleri doğal döngüleri etkilemeye başlayana kadar böyle düzenlenirdi.
Dünya'nın eğimi on binlerce yıllık dönemler içinde az miktarda değişse de bu değişim çok fazla olamaz, çünkü Ay'ın kütleçekim etkisi, bir sabitleyici işlevi görür. Eğer bu kadar büyük bir uydumuz olmasaydı veya Ay Dünya'dan çok daha uzakta olsaydı, Güneş ile Jüpiter'in (ve daha az ölçüde diğer gezegenlerin) birleşik etkisi Dünya'yı çekerek uzayda tepetaklak edebilirdi, öyle ki aniden yörüngesinde neredeyse dik durumda olmaktan çıkarak tamamen yatay durumda olmaya geçebilirdi ("aniden” ifadesi, bu zaman cetvelinde 100 bin yıl kadar kısa bir zaman dilimini anlatıyor). Bu tür bir davranış, terimin matematiksel anlamıyla kaotiktir, yani Dünya üzerinde etki gösteren çeşitli güçlerdeki küçük değişiklikler büyük ve tahmin edilemez etkiler doğurur.