Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yaşama beraber tutunmaya çalışan insanların birlikte ölmelerinden daha doğal ne olabilir. Ölümün bile güzeli var, bak. Ölümden söz etmeyelim bu gece. Bu gece birbirimizi ne kadar sevdiğimizi anlatalım. Sen bana rüzgârda kalbimi yakmayı öğrettin, biliyor musun? Bugüne kadar o kalbi hep başkaları yakmıştı. Ama şimdi ben yakıyorum. Rüzgârlara inat... Aşkın ateşiyle yakabiliyorum artık kendimi. Şimdiye kadar hep unuttuklarım çektirdi bana... Hatırladıklarım daha da fazla. Aşka inancım kalmamışken gönderdi Allah seni bana. Kalbini yakıyorsam alevlerinde yanmak içindir. Âşık olan sürgün yerini doğduğu yer sanır. Ne garip bir kederdir ki bu beni sana sürgün etti bu hastalıkla ama ben sürüldüğüm yerde doğdum yeniden senin aşkınla. Seviyorum seni. Yaşarsam, Allah bana yine yeniden bir hayat verirse sevmeye devam edeceğim. Hem de hayatın bizi ölüme teslim eden gerçek olduğunu bile bile... Öle öle... İzlerinin olmadığı bir gökyüzü tabuttur bana. İçinde sen olmayan bir hayatı, içinde sen olan bir ölüme yeğlerim. Bir gün yanına kadar gelebilecek miyiz hep arkasından baktığımız zamanın? Ve o zaman bizi ne zaman kavuşturacak ölümün içindeki ölümsüzlüğe? Güneş her gün doğuyor ama hayat her gün yeniden başlamıyor. Bizimkisi, yitik bir umuda tutunmak değil mi zaten? Zaman o umudu bize getirecek olan bir köprü sadece.
158 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Biraz geç oldu ama :)
Öncelikle hepinize güzel akşamlar dilerim dostlarım. Epey zaman oldu inceleme yapmayalı bir şiir kitabına üstelik. Çok düşündüm nasıl bir giriş yapsam diye Sevgili Cahit Sıtkı Tarancı'nın en bilindik şiirinin adı verilen bu kitabını sizlere anlatmaya. Hiç dinlenmeden ara vermeden yazmak istiyorum içimden gelen bu satırları. Zira dinlenmedikçe
Otuzbeş Yaş
Otuzbeş YaşCahit Sıtkı Tarancı · Varlık Yayınları · 198211,4bin okunma
Reklam
Svetlana Aleksiyeviç (2015 Nobel Konusmasi)
Nigâr Hacızade Belaruslu gazeteci-yazar Svetlana Aleksiyeviç, savaşı, şahidin anlatma yükümlülüğünü, edebiyatını, ömrü boyunca yanı başında olan sesleri anlatıyor. Kaybedilmiş Bir Savaş Üzerine: Svetlana Aleksiyeviç’in Nobel Edebiyat Ödülü Nobel Edebiyat Ödülü’nün bu yılki sahibi Belaruslu yazar Svetlana Aleksiyeviç, 7 Aralık’ta ödül
Mutlu denilen kişilerden biri misiniz?
''Mutlu denilen kişilerden biri misiniz? Öyleyse her gün üzüntü çekiyorsunuz demektir. Her günün bir büyük kederi ya da küçük tasası vardır. Dün sevdiğiniz bir kimsenin sağlığı için endişeleniyordunuz; bugün kendi sağlığınız sizi korkutmaktadır; yarın bir para sıkıntısı baş gösterecektir; öbür gün bir iftiracının acı sözü, daha öbür gün bir dostun felaketi; ardından havanın durumu, sonra kırılan ya da kaybolan bir şey, daha sonra vicdanınızın ve belkemiğinizin hoş karşılamadığı bir zevk; bir başka gün memleket işlerinin gidişatı. Kalp acıları da cabası. Ve bu böylece sürüp gider. Bir bulut dağılır, bir başkası oluşur. Yüz günden belki ancak bir tanesi tam bir neşe, tam bir güneş içinde geçer. Ve düşünün ki, mutlu olan şu az sayıda kişiden birisiniz! Diğer insanlara gelince, sürekli durgun gecedir üzerlerindeki. Düşünceli kimseler az kullanırlar “mutlular” ve “mutsuzlar” sözlerini. Besbelli bir başka dünyanın bekleme odası olan bu dünyada mutlu kişi yoktur. İnsanlar arasındaki hakiki bölünme şudur: aydınlıktakiler ve karanlıktakiler. Karanlıktakilerin sayısını azaltıp aydınlıktakilerin sayısını çoğaltmak; işte amaç budur. Bunun için haykırıyoruz: Öğretim! Bilim! Okumayı öğretmek, ateş yakmaktır; okunan her hece bir kıvılcımdır. Ne var ki aydınlık demek, mutlaka sevinç demek değildir. Aydınlıkta da acı çekilir; aşırı ışık yakar. Alev, kanadın düşmanıdır. Uçmayı kesmeden yanmak; işte dehanın mucizesi budur. Bildiğiniz ve sevdiğiniz zaman da acı çekeceksiniz. Gün, gözyaşlarıyla doğar. Aydınlıktakiler de ağlar; hiç değilse karanlıktakiler için.
İletişim Yayınları , İletişim Klasikleri
Şimdi gökyüzünde, alçakta ayı gördü. Ay oradaydı, peki ay işığının kaynağı neydi? Güneşti elbette. Peki güneşi yakan neydi? Kendi ateşi. Ve güneş günbegün ortaya çıkar, yanarak, yanarak. Güneş ve zaman. Güneş ve zaman ve yanmak. Yan mak.
474 syf.
·
Puan vermedi
·
20 günde okudu
’Sîne hâhem şerha şerha ez firâk Tâ bigûyem şerh-i derd-i iştiyâk’’* (İştiyâk derdini şerhedebilmem için, ayrılık acıları ile şerha şerhâ olmuş bir kâlp isterim.) Gözyaşlarını tartan oldu mu hiç? Kaç yıl eder, ruhu şakaklardan seyreden bir keder? Karanlıkta yastığın hangi ipliğinden sızacagını iyi bilen, tamı tamına iki damla, 'düşmekten'
Yaman Dede
Yaman DedeMustafa Özdamar · Kırk Kandil Yayınları · 200836 okunma
Reklam
~~~~~~~~~~KİTÂB-I AŞK~~~~~~~~~~ Türk ve Dünyâ Edebiyatı’ndan aşka, sevdâya, muhabbete dâir alıntılar... Katkıda bulunmak arzu eden sevgili okurlar davetlidir; lütfen buyrunuz!.. 1 Sevgiliye sadakatin özü ve özeti, aşkını sır gibi saklamak, iyilik gördüğünde de, kötülük gördüğünde de bu tavrı değiştirmemektir... Kitab-ı Aşk, İskender Pala
525 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
"Çile'siz suratlara tüküresim geliyor!"
Bilmem hangi âlemden bu toprağa düşeli; Yataklara serildim, cam kırığı döşeli... Kafam bir cenk meydanı, kokusu kan ve barut, Elindeyse düşünme, gücün yeterse unut! Takılıyor yerdeki gölgelere ayağım; Sanki arz delinecek ve ben yutulacağım. Bana yanmak düşüyor, yangın görsem resimde; Yaşıyorum zamanın koptuğu bir kesimde. Alırken dilenciyim,
Çile
ÇileNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 201220,9bin okunma
"Peki ay ışığının kaynağı neydi? Güneşti elbette. Peki güneşi yakan neydi? Kendi ateşi. Ve güneş günbegün ortaya çıkar, yanarak, yanarak. Güneş ve zaman. Güneş ve zaman ve yanmak. Yanmak."
Sayfa 167Kitabı okudu
Kendi kalemimden...
Not: Yazdığım yazıların tamamını bu gönderide okuyabileceğiniz gibi, gruplandırdığım bazı yazıların başlıklarının yanına koyduğum linklerden gönderilerin sayfasına tek tek de ulaşabilirsiniz. MASALLAR: 1- Çoban Köpeği ile Sokak Köpeği: #36186167 2- Minik Kedi Yavrusu: #36584901 3- Köpek
Reklam
Sonunda zaman geçer, gece karanlığı çekilir. Geçit törenleri sona erer, güneş tepeye yükselir. Bütün büyük festivaller ölüm ve yeniden doğuş döngüsüne dayanır. Nerede kutlandıklarının bir önemi yoktur; Paskalya Yortusu, Cadılar Bayramı, Ramazan Bayramı, Diwali, Saturnalia, Morganstreich; hepsinde birbirine benzer bir tat vardır. Tekrar yaşayabilmek için cefa çekilmeli, karanlığa gömülmeli ve helak olunmalıdır. Bu, hayattan kaçış veya hayata verilen bir ara değildir; daha ziyade onun farkına varmaktır; Zerdüşt'ün yaptığı gibi "karanlık dağlardan çıkan bir sabah güneşi gibi" yanmak ve sönmek içindir.
Sayfa 270 - RenKitabı okudu
Ay ışığının kaynağı neydi? Güneşti elbette. Peki güneşi yakan neydi? Kendi ateşi. Ve güneş günbegün ortaya çıkar, yanarak, yanarak. Güneş ve zaman. Güneş ve zaman ve yanmak.
Sayfa 167 - İthakiKitabı okudu
Âşık Seyranî Şiir Yarışması Birincilik ödüllü şiir 2019
ASRA YEMIN OLSUN* Canan Köksal –Vel asr –İnnel insane le fi husr Zamana yemin olsun Ateşe kanat çırpan pervaneye de
Kayseri Büyükşehir Belediyesi Kültür YayınlarıKitabı okudu
Şimdi gökyüzünde, alçakta ayı gördü. Ay oradaydı, peki ay ışığının kaynağı neydi? Güneşti elbette. Peki güneşi yakan neydi? Kendi ateşi. Ve güneş günbegün ortaya çıkar, yanarak yanarak. Güneş ve zaman. Güneş ve zaman ve yanmak. Yanmak. Nehir Montang'ı sarsarak, hafif hafif sürüklüyordu. Yanmak. Güneş ve yeryüzündeki tüm saatler. Montag'ın zihninde hepsi bir araya gelip tek bir şey oluşturdu. Montag karada uzun süre, nehirde de kısa süre salındıktan sonra, neden hayatı boyunca bir daha asla hiçbir şey yakmaması gerektiğini biliyordu.
Sayfa 167Kitabı okudu
140 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Sabahattin Ali'nin öykülerden oluşan, okuması oldukça kolay kitabı. Öyküleri okurken daha çok acıdım, zorlu aşkı ve saf sevgiyi hissettim, sefaleti çaresizliği hatırladım, gücü elinde bulunduranın zorbalığını okudum. En sevdiğim öyküler; Kırlangıçlar, Değirmen, Bir Gemici Hikayesi, Kanal, Candarma Bekir, Kazlar, Komik-i Şehir, Bir Firar oldu.
Değirmen
DeğirmenSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202144,5bin okunma
132 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.