Yok oluş her geçen gün yaklaşıyor
Geride iz bırakmaya çalışıyorum
Bir anlamı olacak
Anı yaşayarak
Yapabileceğim en iyi şey
Ama ölüm hemen altında
Bir çocuk battaniyesi gibi
Rahatlığına sığındığım
O koruyucu sahte görüntünün
Bu battaniye korumuyor
Gecenin sessizliğinde
Dehşet geri döndüğünde
Daha fazla benlik olmayacak
Nefes almak için
Yanlışı düzeltmek için
Tatlı üzüntüyü hissetmek için
Ama dayanılmaz kayıp
Farkında olmadan geliyor
Hayat ne kadar yaşanmamışsa ölümden o kadar korkarsınız. Nietzsche iki kısa sözde bu fikri etkileyici bir sekilde ifade ediyor: " Hayatınızı mükemmel hale getirin ve doğru zamanda ölün"
Kâinatın büyüklüğü karşısında hepimiz birer noktacık, bir kum tanesi gibiyiz. Pascal'ın on yedinci yüzyılda dediği gibi, "sınırsız uzayın ebedi sessizliği beni dehşete düşürüyor."
Evet, Nietzsche ile tanışmam bu cümle ile olmuştu: Tanrı öldü.
Kitap her ne kadar kurgusal olarak dizayn edilse de tamamiyle gerçekçi olaylar çevresinde şekillenmekte. Öyle ki Nietzsche’yi tanımanın ilk adımı olarak önerilebilecek seviyede bilgilendirici öğeler barındırmakta.
Öncelikle yazar Yalom’un daha önce okuduğum eserleri üzerinden yola