Edebiyat tarihinde önemli bir yer tutan ‘’Kırmızı ve Siyah’’, eserlerinde romantizm ve gerçekçilik arasında bir köprü oluşturan ve psikolojik derinliği, duygusal yoğunluğu sivri mizahla birleştiren Stendhal’ın en önemli eseri olarak görülür.
Aynı zamanda eleştirmen ve askeri tarihçi olan Stendhal, bu eserinde yaşanmış sıradan bir adli vakayı
Biz Seniz İlelebet
Ölümsüz Atatürk:
27 Mart 1930 günü sabahı, doğmakta olan güneşe bakmaktadır. Yanındakilere, edebiyat ve felsefe tarihine de altın harflerle yazılabilecek şu muhteşem sözleri söyler:
“Doğudan şimdi doğacak olan güneşe bakınız. Bugün günün ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan bütün Doğu milletlerinin de uyanışlarını öyle
Merhaba arkadaşlar bugün yeni bir kitap incelemesi ile geldim. Ben bilinen üzere çok kitap yorumu yazmıyorum, yani herkes tarafından konusu az çok bilinen bir kitaba neden inceleme yazayımki diye düşünüyorum. Daha çok pek bilinmeyen kitapları incelemeyi doğru buluyorum, lakin şimdi incelemesini yaptığım kitapta kendi kategorisinde az bilinen kitap
Öyleyse O'ndan başka ilâh yoktur, çünkü "ilâh", ibadet ve tapınmak için yüzlerin kendisine doğru yöneldiği şeyden ibarettir. [Buradaki "yüzler"] ile "kalplerin yüzlerini" kastediyorum ki, onlar nurlardır. Hatta O'ndan başka ilâh olmadığı gibi, O'ndan başka "o" da yoktur. Çünkü "o" (hüve) zamiri, nasıl olursa olsun, kendisine işaret edilenden şeyden ibarettir ve O'ndan başkasına işaret zaten söz konusu değildir. Öyle ki, her ne kadar anlattığımız hakikatlerin gerçekliğinden habersiz olduğun için [henüz] bilmiyorsan da kendisine işaret ettiğin her şeyde aslında O'na işaret etmiş olmaktasın. [Zira] güneşin ışığına değil, güneşe işaret edilir. Varlıktaki her şeyin O'na nispeti, bu açık misal uyarınca ışığın güneşe nispeti gibidir.
O halde "Allah'tan başka ilâh yoktur" cümlesi avâmın tevhidi, "O'ndan başka ilâh yoktur" ifadesi de seçkinlerin (havâs) tevhididir. Çünkü bu daha tam, daha özel, daha kuşatıcı, daha hakikî, daha ince ve sahibinin sırf tekliğe ve sırf birliğe dâhil olmasında daha etkilidir. Yaratıkların miracının sonu teklik ülkesidir, onun ötesine yükselecek bir yer yoktur. Zira yükselme ancak çoklukla birlikte düşünülür.
"Hıristiyanlık sadece güneşe tapınmadan ödünç almadı. Hıristiyanlıktaki azizler mertebesine yükselme ayini, Manişeizm'im eski 'tanrı-yapma' ayininden alınmıştır. 'Tanrı-yeme' ayini -bu, Kutsal Komünyon törenidir- Azteklerden ödünç alınmıştır. İsa'nın bizim günahlarımız için ölüşü kavramı bile, tam anlamıyla Hıristiyanlığa ait değildir; genç bir adamın insanlarının günahlarını affettirmek için kendini kurban edişi, çok eski Kukulkan geleneğinde vardır."
Sayfa 254 - Langdon - Altın Kitaplar - Şubat 2005Kitabı okudu
Türkçenin söz varlığını, başta Arapça ve Farsça olmak üzere yabancı dillerden geçen kelimelerden arındırarak özleştirme hareketi, diğer bir deyişle “Dil İnkılâbı”, Tanzimât ile başlar ve bilhassâ Cumhuriyet ilan edildikten sonra Atatürk’ün özverili çalışmalarıyla hızlı bir şekilde devam eder. Başlatılan bu hareket, sadece yabancı dillerden geçen
Mümkünsüz. Mümkün değil. Namümkün. Bizi anlatan bu kelimeyi daha farklı şekillerde de kullanabilirdim biliyorum. Sözlüklerdeki anlamı toplumca çok da bilinmeyen kelimeleri, zamanında senin yokluğunun sancısında geldiğim kültürel yükselme bilinsin diye sürekli kullanmak istedim ama artık buna ihtiyaç duymaktan vazgeçtim. Seni anlatabiliyor olmam
"Kendi Kişisel Menkıbe'sini gerçekleştirmek insanların biricik gerçek yükümlülüğüdür. Ve bir şey istediğin zaman, bütün Evren arzunun gerçekleşmesi için işbirliği yapar." (sf.35)
Simya ilminin dönüşüm anlamının kitaba hakim olduğu bir içsel yolculuk, kişinin yazgısı doğrultusunda gelişimi ile bir farkına varış romanı okumaktayız.
“Hıristiyanlık sadece güneşe tapınmadan ödünç almadı. Hıristiyanlıktaki azizler mertebesine yükselme ayini, Manişeizm'im eski ‘tanrı-yapma’ ayininden alınmıştır. ‘Tanrı-yeme’ ayini -bu, Kutsal Komünyon törenidir- Azteklerden ödünç alınmıştır. İsa'nın bizim günahlarımız için ölüşü kavramı bile, tam anlamıyla Hıristiyanlığa ait değildir; genç bir adamın insanlarının günahlarını affettirmek için kendini kurban edişi, çok eski Kukulkan¹ geleneğinde vardır."
1. Azteklerin tüylü yılan şeklindeki tanrısı, yarı tanrı yarı kahraman.
"Haleler, Hrıstiyan simgelerinin çoğu gibi, eski Mısır dini olan Güneşe tampadan ödünç alınmıştır. Hıristiyanlık, Güneşe tapma örnekleriyle doludur."
Önde oturan kız, "Efendim?" dedi. "Sürekli kilisiye gidiyorum ve pek de Güneşe tapınmaya rastlamıyorum!"
"Gerçekten mi? Peki, yirmi beş aralıkta neyi
Diriliş eri bir alpinisttir.İnkar,red ve kara alışkanlık pürüzlerini kıra kıra bu dik yamaçtan dağın tepesine ,temiz havaya ve GÜNEŞE yükselecektir kişi.Bütün o çekilen sıkıntılar ,korkular ,bu sevinç ve bu güvenlik içindir.