520 syf.
10/10 puan verdi
Öykü derlemeleri arasında başucu kitabı olarak nitelendirdiğim, hayatın her anını öykü olarak kullanabileceğimi bana her zaman hatırlatan bir kitaptır. İçinde ''Cani'' gibi gerçek hayatın içinden fantastik bir şekilde bakmayı ve bu şekilde tek kişilik devrimler yaratabilmeyi, ''En La Noche'' öyküsüyle huzursuzluk anlarında nasıl seferber olup çözüme ulaştığımızı, ''Buz ve Ateş'' öyküsü ile zamanımızın ne kadar hızlı geçtiğine fantastik bir evren içinde görmemizi sağlayan, dünyanın her yerinden elma toplamış bir kitap. Bazı öyküleri okurken ne okudum ben derseniz tekrar okuyun ama farklı bir duygu halinde okuyun. İşte o zaman bir ustanın nerelere dokunabileceğini anlayabileceğiniz ve taktir edebileceğiniz zaman olacaktır.
Güneşin Altın Elmaları
Güneşin Altın ElmalarıRay Bradbury · İthaki Yayınları · 2016119 okunma
"Eski işkenceyi anımsar mısınız? Sizi bir duvara bağlarlar. Yarım saatte bir başınıza bir damla su damlatırlar. Bir sonrakini beklerken çıldırırsınız."
Reklam
"İște sana hayat," dedi McDunn. "Birileri eve hiç dönmeyecek birilerini bekliyor daima. Her zaman birileri bir şeyi, onun bir şeyi sevdiğinden daha fazla seviyor. Ve bir süre sonra bu şey her neyse onu yok etmek istiyorsun ki, sana artık acı vermesin."
520 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Şimdiye kadar okuduğum en keyifli kitaplardan birisiydi. Yazarın 32 öyküsünden oluşuyor. Sis Düdüğü, Ateş ve Buz öyküleri favorim. Ray Bradbury'nin Türkçe'ye çevrilen bütün kitapları mutlaka okunmalı.
Güneşin Altın Elmaları
Güneşin Altın ElmalarıRay Bradbury · İthaki Yayınları · 2016119 okunma
Işığımızı görmeseler bile, sesimiz vardı.
Sayfa 9
Bir daha hiç gelmedi o balıklar, ama bir an için olsa da, huzura kavuştuklarını sanmış olabilirler mi?
Sayfa 10
Reklam
“İşte sana hayat,” dedi McDunn. “Birileri eve hiç dönmeyecek birilerini bekliyor daima. Her zaman birileri bir şeyi, onu bir şeyin sevdiğinden daha fazla seviyor. Ve bir süre sonra bu şey her neyse onu yok etmek istiyorsun ki, sana artık acı vermesin.”
Sayfa 17
Milyonların yanında, bir insanın yaşamı nedir ki?
Sayfa 77
520 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Güneşin Altın Elmaları - Ray Bradbury
Ray Bradbury’nin bilim-kurgusal ve fantastik öğeleri kullanma dehası ile kaleme aldığı ve her öyküsüyle hayatın ilginç yönlerine değindiği muhteşem bir öykü derlemesi ile karşınızdayım. Fahrenheit 451 ile tüm kitapseverlerin gönlünde yer edinen Bradbury’nin bu kitabını okurken sanki bilim-kurgu/fantastik türünde bir dizi izler gibi hissettim. Özellikle de ilk aklıma gelen dizi Netflix’in Black Mirror serisi oldu. Türlü türlü tuhaflıklar, aklın ve mantığın üzerine çıkan olaylar kuşağı olan bu diziden kitabı ayıran en büyük özellik ise, kitaptaki tüm bu tuhaflıkların mutlaka gerçek hayatın izlerine dayandırılarak insanı derin düşüncelere itmesidir diyebilirim. Yine dizilerden örnek vererek devam edecek olursam; hani sezonları tamamlanmış dizileri izlerken “Hadi bir bölüm daha; bir bölüm daha; tamam bir bölüm daha sonra uyuyacağım; aaa burada da bölüm bırakılır canım bir bölüm daha izleyeyim...” diye diye sabah ederiz ya; işte bu kitabı okurken de aynı şekilde “Bir öykü daha, bir tane daha...” diye diye sabaha kadar bir gecede bittiğini göreceksiniz ve damağınızda bıraktığı o harika tadı uzun süre doya doya yaşayacaksınız. Tüm kitapsever dost ve kardeşlerime keyif dolu okumalar diliyorum.
Güneşin Altın Elmaları
Güneşin Altın ElmalarıRay Bradbury · İthaki Yayınları · 2016119 okunma
Göreceli mucize
MS 400 yılında İmparator Yuan, Büyük Çin Sedd'nin ardındaki tahtında oturuyordu, toprak yağmurdan yemyeşil olmuştu ve hasada hazırlanıyordu, barış hüküm sürüyordu ve İmparator Yuan'ın egemenliği altındaki halk da ne çok mutlu ne de fazla hüzünlüydü. Yeni yılın ikinci ayının ilk haftasının ilk günü, sabah erkenden, İmparator Yuan çayını yudumlayıp ılık melteme karşı yelpazeleniyordu ki, kırmızı ve mavi bahçe taşlarının üzerinden koşarak bir hizmetçi yaklaştı. " Ah İmparator, İmparator bu bir mucize!" diye haykırıyordu. "Evet", dedi İmparator," hava bu sabah çok tatlı."/"Hayır, hayır, bir mucize," dedi, hızla yerlere kadar eğilen hizmetçi. " Ve bu çay da ağzıma çok iyi geldi, kuşkusuz bir mucize." "Hayır, hayır Ekselansları." "Bırak o zaman tahmin edeyim; güneş doğdu ve yeni bir gün başladı. Ya da deniz mavi. Bu işte en güzel mucize." "Ekselansları, bir adam uçuyor!" "Ne?" İmparator yelpazelenmeyi bıraktı.
Sayfa 70 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Öteki olmadan biri hiçtir.
" Bakın," dedi. "Bunlar yalnızca uçurtma," dedi iki yaşlı adam. " Ama yerde duran bir uçurtma nedir ki?" dedi kız. " Hiçbir şey. Onu taşıması, güzel ve ruhani gözükmesi için ne gerekir?" " Rüzgar tabii ki," dedi diğerleri. " Ya gökyüzü ile rüzgarın onları güzelleştirmek için neye ihtiyacı vardır?" "Bir uçurtmaya tabii ki; birçok uçurtmaya, tekdüzeliği, gökyüzünün bir ornekliğini kırmak için. Renkli uçan uçurtmalara!" " Demek ki, dedi Mandarinin kızı. " Siz, Kwansi, kentinizi son bir kez baştan başa inşa edip ne az ne çok, bir rüzgara benzeteceksiniz. Biz de altın bir uçurtma gibi inşa edeceğiz. Rüzgar uçurtmayı güzelleştirip çok güzel yüksekliklere çıkartacak. Uçurtma da rüzgarın varlığının tekdüzeliğini kırıp ona amaç ve anlam kazandıracak. Öteki olmadan biri hiçtir. Birlikte, herşey güzel, eşgüdümlü, uzun ve kalıcı bir yaşam olacaktır.
Sayfa 97 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Delilik görecelidir.
" Bay Douglas," dedi gece bekçisi, " zamanda ileri gidip oradaki herkesin delirmiş olduğunu gören adamın öyküsünü okudunuz mu? Herkesin. Ama hepsi delirmiş olduğu için deli olduklarını bilmezler. Hepsi aynı şekilde hareket ettikleri için, kendilerinin normal olduğunu düşünürler. Ve kahramanımız aralarındaki tek sağlıklı insan olduğundan, anormaldir; dolayısıyla, deli olan odur. Hiç olmazsa onlar açısından. Evet, Bay Douglas, delilik görecelidir. Kimin kimi kafese kapattığına bağlıdır.
Sayfa 195 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Kasları ve beyinleri birleştiren edebiyat
Sıcak hava kurutucusunda beklerken, çok düşündüm. Edebiyat, dedim kendi kendime, sert ve keskin rakiplere karşı savaşmış insanlar ile dolu. Kazanana ya da kaybedene kadar, engellere karşı kasları ile beyinlerini birleştirmişler. Ama işte burada ben, pek de bir dış çatışma belirtisi olmadan duruyorum. Bu hep beynimin içinde çivili ayakkabıları ile koşup kesiklere ve berelere neden oluyor, ama ben ya da bir psikologdan başka kimsenin göremeyeceği yerde.
Sayfa 249 - Ithaki YayınlarıKitabı okudu
Televizyon
"Sonra gittim ve televizyonu vurdum, şu sinsi canavarı, her gece sabit bir şekilde seyreden milyonlarca insanı taşa çeviren Medusa'yı, çağırıp, şarkı söyleyip, çok şeyler vaat eden, ama sonunda çok az şey veren o deniz perisini."
Sayfa 87 - İthaki yayınlarıKitabı okudu
Ağaçların yarısının on metre üzerine yükseliyor, kocaman kötü bir tanrı, ince saatçi kollarını yağlı sürüngen gövdesine yakın tutuyordu.
Sayfa 320Kitabı okudu
128 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.