“İşkencecinin Gölgesi, gölgesiyle bedeni birbirini tutmayanların kitabı.”
Güneşin ömrünün sona yaklaşmış olduğu Urth adlı bir gezegende, İşkenceciler Loncası’nda çıraklıktan kalfalığa yükselmiş olan Severian, tutsak olan bir kurbanına merhamet ederek mesleki bir günah işlemiştir.Bu nedenle üstatları tarafından Thrax kentine sürgüne gönderilmek üzere yollara düşecek, yolda bir sürü insanla tanışacak, başına bir sürü olay gelecek ve bir sürü macera yaşayacaktır.
Kitaba başladığımda endişeliydim çünkü bazı arkadaşlarım kitabı ya seveceğimi ya da nefret edeceğimi söylemişti.Seven tarafta olduğumu söylemekten mutluluk duyarım.Hatta sevmek bile yetmez bayıldım, hayran kaldım.Severian bana hem karakteristik olarak hem de başına gelenlerle başa çıkması sebebiyle Kvothe’yi andırdı sürekli.Kvothe nasıl eline lavtasını alıp yollara düşerek bir destan yaşadıysa, Severian’da kadim kılıcı olan Terminus Est’ini alıp bambaşka bir destan yaşıyor ve yaşattırıyor.Bilim-kurgu ve fantastiğin bir arada olduğu bir kitap, özellikle botanik bahçesi bölümü oldukça etkileyiciydi.Gerçekten tek kelimeyle mükemmeldi, hem yazar hem de seri favorilerimde yerini alıp başı çekmekte şimdiden.Devamını okumak için sabırsızlanıyorum.