Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
We ain't what we want to be, and we ain't what we're going to be, but we ain't what we wuz. Güney Carolina dağlılarının bir atasözü Bu kitabı, intihar eden birkaç arkadaşıma ve paranoyadan, şizofreniden mustarip birçok arkadaşıma ithaf ediyorum. Onlar, öyle sanıyorum ki çağımızın (belki de bütün çağların) belâsını en yakından görecek noktaya yaklaşmışlardı. Bu tehlikeli noktadan salim bir bölgeye adım atmaya yeltendiler belki; belki tekinsiz hareketleri yüzünden meşum bir darbeyle devrildiler. Onlara isabet eden yıldırım bana çarpmadıysa, bunu önce şiir binasının saçağı altına sıçrayacak ataklığı göstermiş olmama ve sonra siyasî anlamda bir bağlanmanın hayat içindeki karşılığını arama çabasına borçlu olduğuma inanıyorum. Şiir ve siyaset, bana verilen tekinlikti. Dolayısıyla bu kitabın konusunu şiirin ve siyasî bağlanmanın birbirine geçiştiği bölge veya bölgeler oluşturacak. Hemen bildirmem gerekir ki, size sistematik bir temellendirme sunacak değilim. Böyle bir şey yapmayı hem istemiyorum, çünkü yaparsam dile getirme gereğini duyduğum hususlarda kesip biçmeler, eğip bükmeler, kırpmalar ve eklemeler yapmak zorunda kalacağımı görüyorum; hem de sistematik bir temellendirme için elverişli yöntemi henüz ele geçirdiğimi sanmıyorum. Burada, oluşmakta bulunan bir zihniyetin hikâyesini, bu oluşumdan en çok ve doğrudan doğruya etkilenen birinin kaleminden okuyacaksınız. O halde önünüze karmakarışık bir yığın bırakıyorum. Doğrusu onu orada ben de öyle bulmuştum.
Güney Carolina kıyısında bir yerde, köle avcılarının ortaya getirdiği İbo kabilesi kendilerini göle bırakmıştı. Su onları buraya getirdiyse eve de götürebilirdi, buna inanıyorlardı. Köle olarak yaşamaktansa kendilerini suya bırakmanın daha iyi olduğuna...
Sayfa 102Kitabı okudu
Reklam
*YEŞİL YOL* NİYE YAZILDI
George Stinney Jr., Amerika Birleşik Devletleri'nde idama mahkum edilen en genç kişiydi. Sadece 14 yaşındaydı ve 1944 yılında elektrikli sandalyede idam edildi. Mahkemesi boyunca, idam gününe kadar, her zaman elinde bir İncil taşıyarak masumiyetini iddia etti. 11 yaşındaki Betty ve 7 yaşındaki Mary adlı iki kızın öldürülmesiyle suçlandı, cesetler çocuğun ailesiyle birlikte yaşadığı evin yakınında bulundu. Duruşma sadece 2 saat sürdü ve karar 10 dakika sonra açıklandı. Çocuğun ebeveynlerine mahkeme salonuna giriş izni verilmedi ve duruşmadan sonra şehirden sürüldüler. İdamdan önce, George 81 gün boyunca ebeveynlerini göremeden hapiste kaldı, şehirden 130 km uzakta yalnız başına tutuldu, konuşacak kimsesi yoktu. Ebeveynlerinin veya bir avukatın bulunmadığı yerde tek başına sorgulandı. Kafasına 5,380 volt elektrik verilerek elektrikle öldürüldü. 70 yıl sonra, masumiyeti sonunda Güney Carolina'daki bir hakim tarafından kanıtlandı. İki kızın öldürüldüğü demir çubuk, 19 kilogramdan fazla ağırlıktaydı. Dolayısıyla, Stinney'nin onu kaldırabilecek veya iki kızı öldürecek kadar sert vurabilecek durumda olması imkansızdı. Stephen King bu davadan esinlenerek kitabı Yeşil Yol'u yazdı, ki bu 1999'da sinemalara da uyarlandı. Masum ruhu huzur içinde yatsın.
Avrupa'da Köle Ticareti Nasıl Başladı?
Hiçbir Avrupa ülkesi Yenidünya macerasına Afrika'dan köle getirtip, dünya pazarına sunulacak egzotik ürünler yetiştirme hedefiyle başlamadı. İngiltere'nin Virginia, Barbados ve Güney Carolina'daki üç kolonisinin köle işgücüne geçişi, bu değişimin nasıl yaşandığının açıklamasıdır. İngiltere'nin ilk kolonisi olan Virginia,
Sayfa 131-133
Sen kimsin? diyen olursa...
Bizim atalarımız, uzak diyarlara yolculuk etmeyip Afrika'da kalan Homo erectus 'lardı. Zaman içinde yeni bir tür ortaya çıktı: Homo sapiens . 195.000 yıl öncesine tarihlenen en eski fosiller, Etiyopya'nın Omo Vadisi'nde bulundu. Bununla beraber, son dönemde elde edilen bilimsel sonuçlar, türümüzün kökenlerinin çok daha eskilere, 340.000 yıl öncesine kadar uzandığını ortaya koydu. Bu son keşif 2013 yılında, tuhaf bir şekilde yapıldı: ABD'nin Güney Carolina eyaletinde yaşayan Siyahi Amerikalı Alan Parry, DNA örneğini, genetik veri tabanlı soyağacı çalışması yapan bir şirkete gönderdi. Arizona Üniversitesi'nden M. Hammer, örneği incelediğinde bir sürprizle karşılaştı: Y kromozomu, yani yalnızca erkeklerde bulunan cinsiyet kromozomu, o ana kadar gördüğü bütün diğer Y kromozomlarından farklıydı. Araştırmacı, bizim kromozomlarımızla bu özel kromozom arasındaki farkın ortaya çıkması için gereken evrilme zamanını hesaplayarak, Alan Parry'nin atalarının, diğer insanlardan 340.000 yıl önce ayrıldığını saptadı. Diğer bir deyişle, insanlık, bugüne kadarki fosil kayıtlarının gösterdiğinden çok daha yaşlıydı.
Köleliğin kaldırılması için mücadele eden en iyi savaşçılardan ikisi Angelina ve Sarah Grimke kardeşlerdi. Doğdukları Güney Carolina'da köleliği yakından tanımışlardı. Kuzeye hareketlerinden hemen sonra bu mücadelenin içinde yer alıp köleliğe karşı konuşmalar yapıp yazılar yazdılar. 1838'de Angelina Grimke Massachusetts Meclisinin önünde köleliğe karşı yaptığı konuşmasıyla aynı zamanda kadınların yurttaşlık haklarını açıklarken, Amerikan Meclisinde konuşma yapan ilk kadın ünvanını da aldı. Köleliğin kaldırılması mücadelesinin öbür iki önemli kadın kahramanı - ki bir süre sonra feminist hareket saflarında görüleceklerdir- Lucretia Mott ve Elizabet Cady Stanton'dur. Onlar bu olaylar içerisindeyken cinsel ayrımın ne denli etkili olduğunu görünce, buradan aldıkları ders ve esinle tarihin bilinen ilk Kadın Hakları Konvensiyonu'nu örgütlediler (1848). Bu konvensiyonda (Seneca Falls) Amerikan Bağımsızlık Bildirgesinden esinlenen: "Biz bu gerçekleri; tüm erkekler ve kadınların eşit yaratıldığını ve onlara yaratıcıları tarafından aralarında yaşam, özgürlük ve mutluluk peşinde koşmanın yer aldığı başkasına devredilemez haklar verildiğini, açıkça bilinmesi için koruyoruz," diye açıklayan bir Düşünceler Bildirgesi geçti. Belgelerde sonra, yönetim biçimini değiştirilmesinin de bir hak olduğunu aktarılarak: "İnsanlık tarihinin kadına karşı, kadın üzerinde mutlak bir diktatörlük kurmanın doğrudan araçlarına sahip olan erkeğin süregelen bir incitme ve gasp tarihi olduğu... belirtiliyordu.
Reklam
Olmak istediğimiz kişi değiliz, olacağımız kişi de değiliz ama istediğimiz kişi de değiliz. Güney Carolina dağlılannın bir atasözü
Sayfa 7
Kongre'deki Radikaller, yakın zamanda kölelikten kurtulmuş ve özgürlüklerine kavuşmuş olan milyon­larca Afrika kökenli Amerikalının kendilerine yeni sağlanmış olan haklar­dan tam anlamı ile yararlanmalarını istiyorlardı. Dönemin Adalet Bakanı Amos T. Akerman, onların bu isteklerini memnuniyetle yerine getirmek üzere, Servis'in
Sayfa 16 - Kronik Kitap 1. BaskıKitabı yarım bıraktı
.... Bir an bayılır gibi oldum. Sonra bir patlama işittim, alevler gördüm. Insanlar çığlık cığlığaydılar. Canavar düdükleri. Buhar sesine benzeyen bir ıslık. Sonra olay yerine yaklaşınca bir trenin raydan çıkmış olduğu Bu gördüm. Vagonun üzerinde Georgia ve güney Carolina Demiryolu yazıyordu. O anda kardeşim Carl'ın o trende olduğunu ve o kazada öldüğünü anladım. Bir anda. Sonra herşey gözlerimin önünden silindi, asker halâ patatesle bıçağı bana uzatıyordu. 'Hasta falan değilsin ya çavuşum?' dedi. ' Birseyim yok, ama şu anda Georgia'da kardeşim tren kazasında öldü,' dedim. Daha sonra anneme telefon edince gerçekten gördüklerimin olmuş olduğunu öğrendim."
John Locke (1632-1704): John Locke 29 Ağustos 1632'de İngiltere'nin Somerset kentinde, Püriten bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Locke'un avukat olan İngiliz İç Savaşı'nda yüzbaşı olarak da görev yapan babasının İngiliz hükümetiyle iyi ilişkileri vardı. Sonuç olarak, Locke çok iyi ve farklı dallarda eğitim alma olanağı buldu.
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
Başta Güney Carolina, Mississippi, Florida, Alabama, Georgia, Louisiana ve Teksas'tan oluşan (daha sonra Virginia, Arkansas, Tennessee ve Kuzey Carolina'nın da dâhil olduğu) eyaletler konfederasyonu, köleliğin özgür eyaletlere ve ABD topraklarına yayılmasına karşı mücadele veren ve güneydeki köle eyaletlerin gücünün artmasına karşı olan Cumhuriyetçi parti taraftarı Abraham Lincoln'ün başkan seçilmesiyle geri adım attı. Konfederasyonun başkanı Jefferson Davis'in 12 Nisan 1861'de Birlik'e ait Sumter Kalesi'ne saldırmasıyla silahlı çatışmalar başladı.
Edgar Allan Poe
Poe'nun tanınmış şiiri Annabel Lee'nin gerçekte kime yazıldığı belli değildir. Kimi eleştirmenlere göre Poe bu şiiri, gerçek annesi ve manevi annesi dahil olmak üzere hayatındaki kadınları arka arkaya kaybetmesi üzerine yazmıştır. Kimi eleştirmenler ise şiirin, Poe'nun kendinden iki yıl önce ölen eşi Virginia için yazıldığını düşünmektedir. Şiirin kendine yazıldığını iddia edenler arasında Poe'nun çocukluk aşkı Sarah Elmira Royster, son yıllarında bir ilişki yaşadığı Sarah Helen Whitman ve Sarah Anna Lewis adları geçmektedir. Öte yandan Güney Carolina'daki Charleston'da ise, gerçekten yaşamış Annabel Lee isimli birinin kentteki Üniteryan Mezarlığı'nda gömülü olduğu bilinmekle ve Poe'nun, gençliğinde duyduğu bir hikâyeden yola çıkarak bu şiiri yazdığı düşünülmektedir.
Sayfa 520Kitabı okudu
102 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.