Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"We ain't what we want to be, and we ain't what we're going to be, but we ain't what we was." "Ne olmak istiyorsak henüz o değiliz ve henüz olacağımız şey de değiliz; ama ne idiysek artık o da değiliz." *Güney Carolina dağlılarının bir atasözü Werner Heisenberg'in "Belirsizlik İlkesi" bir parçacığın hızıyla yerini aynı saptayamayacağımızı söyler. Bizler de Heisenberg'in ilkesine tabi olmuş gibiyiz.
ve şiirle ölümsüzleşen Annabel Lee’nin hikayesi ...
Poe'nun tanınmış şiiri Annabel Lee'nin gerçekte kime yazıldığı belli değildir. Kimi eleştirmenlere göre Poe bu şiiri, gerçek annesi ve manevi annesi dahil olmak üzere hayatındaki kadınları arka arkaya kaybetmesi üzerine yazmıştır. Kimi eleştirmenler ise şiirin, Poe'nun kendinden iki yıl önce ölen eşi Virginia için yazıldığını düşünmektedir. Şiirin kendine yazıldığını iddia edenler arasında Poe'nun çocukluk aşkı Sarah Elmira Royster, son yıllarında bir ilişki yaşadığı Sarah Helen Whitman ve Sarah Anna Lewis adları geçmektedir. Öte yandan, Güney Carolina'daki Charleston'da ise, gerçekten yaşamış Annabel Lee isimli birinin kentteki Üniteryan Mezarlığı'nda gömülü olduğu bilinmekte ve Poe'nun, gençliğinde duyduğu bir hikâyeden yola çıkarak bu şiiri yazdığı düşünülmektedir.
Sayfa 520Kitabı okudu
Reklam
"Yanki teknesi nehirden gelir, Çekin uşaklar çekin! Bakın bakalım kaptanı kimdir? Çekin uşaklar çekin! Güney Carolina'lı Jonathan Jones mudur? Çekin uşaklar çekin."
Sayfa 16
304 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Amerikalı yazar Howard Fast romanlarını gerçek tarihi olaylardan kurgulayarak yazan bir yazardır. Bu yüzden onun kitaplarında okuyucu, tarih kitaplarında bulamayacağı veya gizlenmiş bir çok olaylar hakkında bilgi sahibi olur. İşte bu kitapta yazarın bu tür kitaplarından biridir. Yazar, bu kitabında bizi , İç savaştan hemen sonranın Amerika'sına götürüyor. Kölelik kaldırılmış, bir anda, özgürlüğün ne olduğunu, nasıl yaşanacağını ve ne yapacaklarını bilemeyen milyonlarca insan ortaya çıkmıştır. O zamana kadar hiç bir hakka sahip olmayan bu insanların kanun yapıcılığı da dahil, hiç bir bilgilerinin olmadığı bir çok görevi üstlenmeleri gerekmektedir. Öte yandan kölelerini kaybederek zor duruma düşen büyük toprak sahipleri de boş durmamaktadır. Ve eski kölelik sistemini tekrar getirmek için şiddet de dahil olmak üzere her türlü yolu denemektedirler. Bir yandan da bu amaçla kurulan Ku Klux Klan örgütü katliamlar yapmaktadır. İşte yazar bize, böyle bir kaos içindeki ABD'nin, Güney Eyaletlerinden biri olan Güney Carolina'daki olayları anlatıyor. Ben beğenerek okudum. Bu tür kitapları sevenlerin de mutlaka okumalarını tavsiye ederim.
Özgürlük Yolu
Özgürlük YoluHoward Fast · Payel · 200035 okunma
Başta Güney Carolina, Mississippi, Florida, Alabama, Georgia, Louisiana ve Teksas'tan oluşan (daha sonra Virginia, Arkansas, Tennessee ve Kuzey Carolina'nın da dâhil olduğu) eyaletler konfederasyonu, köleliğin özgür eyaletlere ve ABD topraklarına yayılmasına karşı mücadele veren ve güneydeki köle eyaletlerin gücünün artmasına karşı olan Cumhuriyetçi parti taraftarı Abraham Lincoln'ün başkan seçilmesiyle geri adım attı. Konfederasyonun başkanı Jefferson Davis'in 12 Nisan 1861'de Birlik'e ait Sumter Kalesi'ne saldırmasıyla silahlı çatışmalar başladı.
Gerçek bir hikayedir!
George Stinney Jr., ABD'de 20. yüzyılda ölüme mahkum edilen en genç insandı. Elektrikli sandalye tarafından idam edildiğinde sadece 14 yaşındaydı. Duruşması sırasında, infaz gününe kadar, masum olduğunu iddia ederek her zaman elinde bir İncil taşıdı. 11 yaşındaki Betty ve 7 yaşındaki Mary olmak üzere iki beyaz kızı öldürmekle suçlandı, gencin ailesiyle birlikte ikamet ettiği evin yakınında bulundu. O sırada tüm jüri üyeleri beyazdı. Duruşma sadece 2 saat sürdü ve ceza 10 dakika sonra verildi. Çocuğun ailesi, mahkemeye hediyeler vermesi ve ardından onları o şehirden kovması nedeniyle tehdit edildi ve engellendi. İnfazdan önce George, ebeveynlerini görmeden 81 gün geçirdi. Şehrinden 80 km uzakta, yalnız bir hücreye hapsolmuştu. Ebeveynlerinin veya bir avukatın varlığı olmadan yalnızdı. Kafasında 5,380 volt ile elektrik verildi. 70 yıl sonra, masumiyetinin nihayet Güney Carolina'da bir yargıç tarafından kanıtlandı. İki kızın öldürüldüğü alet 19.07 kilogramdan daha ağırdı. Bu nedenle, Stinney'in onu kaldırabilmesi imkansızdı, iki kızı öldürecek kadar sert vurabilecek kadar gücü de yoktu. Çocuk masumdu, biri onu sadece siyah olduğu için suçlamak için her şeyi bir araya getirdi. Stephen King, bu davadan 1996 yılında #GreenMile (Yeşil Yol) adlı kitabı yazarken bu hikayeden ilham aldı. Daha sonra filmi çekilen hikaye tüm dünyada bilinir oldu. #dklist #yeşilyol #stephenking #stephenkingkitapları
Reklam
Ku Klux Klan
"Ku Klux Klan. Bir tüfeğin doldurulurken çıkardığı seslerden türetilme bir isim. Bu korkunç, gizli örgüt, iç savaştan sonra güney eyaletlerindeki eski konfederasyon askerleri tarafından kurulmuş ve kısa zamanda Tennessee, Louisiana, Carolina, Georgia ve Florida gibi, ülkenin çeşitli yerlerinde yerel kollara ayrılmıştır. Temelde, zenci seçmenleri yıldırmak ve kendi görüşlerine karşı olanları öldürmek veya ülkeden sürmek şeklinde politik amaçları vardı. Genellikle eyleme geçmeden önce, garip ama iyi bilinen bazı şeyler göndererek kurbanı uyarıyorlardı. Bu bir meşe dalı, karpuz tohumu veya portakal çekirdeği olabiliyordu. Bunlar eline geçtikten sonra, kurban ya açık bir şekilde istenileni yapmalı ya da ülkeden gitmelidir. Eğer meydan okumaya kalkarsa, çoğu zaman garip ve beklenmedik şekillerde öldürülürdü. Topluluk o kadar mükemmel örgütlenmiş ve yöntemleri o kadar sistemliydi ki onlara karşı koymayı başarabilen pek olmamıştır. Birleşik Devletler hükümetinin ve güneydeki soyluların çabalarına rağmen, örgüt bir kaç yıl daha gelişmeye devam etti. Nihayet 1869 yılında bu hareket hızla çökertildi. Fakat o tarihten bu yana, çeşitli yerlerde tek tük eylemlere hâlâ rastlanmaktadır."
Sayfa 157 - Martı Yayıncılık 2015 / Çeviri Cumhur Mısırlıoğlu / "Beş Portakal Çekirdeği" adlı öyküden
*YEŞİL YOL* NİYE YAZILDI
George Stinney Jr., Amerika Birleşik Devletleri'nde idama mahkum edilen en genç kişiydi. Sadece 14 yaşındaydı ve 1944 yılında elektrikli sandalyede idam edildi. Mahkemesi boyunca, idam gününe kadar, her zaman elinde bir İncil taşıyarak masumiyetini iddia etti. 11 yaşındaki Betty ve 7 yaşındaki Mary adlı iki kızın öldürülmesiyle suçlandı, cesetler çocuğun ailesiyle birlikte yaşadığı evin yakınında bulundu. Duruşma sadece 2 saat sürdü ve karar 10 dakika sonra açıklandı. Çocuğun ebeveynlerine mahkeme salonuna giriş izni verilmedi ve duruşmadan sonra şehirden sürüldüler. İdamdan önce, George 81 gün boyunca ebeveynlerini göremeden hapiste kaldı, şehirden 130 km uzakta yalnız başına tutuldu, konuşacak kimsesi yoktu. Ebeveynlerinin veya bir avukatın bulunmadığı yerde tek başına sorgulandı. Kafasına 5,380 volt elektrik verilerek elektrikle öldürüldü. 70 yıl sonra, masumiyeti sonunda Güney Carolina'daki bir hakim tarafından kanıtlandı. İki kızın öldürüldüğü demir çubuk, 19 kilogramdan fazla ağırlıktaydı. Dolayısıyla, Stinney'nin onu kaldırabilecek veya iki kızı öldürecek kadar sert vurabilecek durumda olması imkansızdı. Stephen King bu davadan esinlenerek kitabı Yeşil Yol'u yazdı, ki bu 1999'da sinemalara da uyarlandı. Masum ruhu huzur içinde yatsın.
Güney Carolina atasözü; Ne olmak istiyorsak şu an o değiliz Ve ne olacak isek henüz o değiliz Ama bir zamanlar ne idiysek artık oda değiliz..
Köleliğin kaldırılması için mücadele eden en iyi savaşçılardan ikisi Angelina ve Sarah Grimke kardeşlerdi. Doğdukları Güney Carolina'da köleliği yakından tanımışlardı. Kuzeye hareketlerinden hemen sonra bu mücadelenin içinde yer alıp köleliğe karşı konuşmalar yapıp yazılar yazdılar. 1838'de Angelina Grimke Massachusetts Meclisinin önünde köleliğe karşı yaptığı konuşmasıyla aynı zamanda kadınların yurttaşlık haklarını açıklarken, Amerikan Meclisinde konuşma yapan ilk kadın ünvanını da aldı. Köleliğin kaldırılması mücadelesinin öbür iki önemli kadın kahramanı - ki bir süre sonra feminist hareket saflarında görüleceklerdir- Lucretia Mott ve Elizabet Cady Stanton'dur. Onlar bu olaylar içerisindeyken cinsel ayrımın ne denli etkili olduğunu görünce, buradan aldıkları ders ve esinle tarihin bilinen ilk Kadın Hakları Konvensiyonu'nu örgütlediler (1848). Bu konvensiyonda (Seneca Falls) Amerikan Bağımsızlık Bildirgesinden esinlenen: "Biz bu gerçekleri; tüm erkekler ve kadınların eşit yaratıldığını ve onlara yaratıcıları tarafından aralarında yaşam, özgürlük ve mutluluk peşinde koşmanın yer aldığı başkasına devredilemez haklar verildiğini, açıkça bilinmesi için koruyoruz," diye açıklayan bir Düşünceler Bildirgesi geçti. Belgelerde sonra, yönetim biçimini değiştirilmesinin de bir hak olduğunu aktarılarak: "İnsanlık tarihinin kadına karşı, kadın üzerinde mutlak bir diktatörlük kurmanın doğrudan araçlarına sahip olan erkeğin süregelen bir incitme ve gasp tarihi olduğu... belirtiliyordu.
Reklam
Güney Carolina kıyısında bir yerde, köle avcılarının ortaya getirdiği İbo kabilesi kendilerini göle bırakmıştı. Su onları buraya getirdiyse eve de götürebilirdi, buna inanıyorlardı. Köle olarak yaşamaktansa kendilerini suya bırakmanın daha iyi olduğuna...
Sayfa 102Kitabı okudu
Güney Carolina Dağlılarının Bir Atasözü
"Olmak istediğimiz kişi değiliz ve olacağımız kişi de degiliz yani biz olduğumuz gibi değiliz."
Sayfa 7
Güney Carolayna değil Rize Güneysu dur o :D
"Yanki teknesi nehirden gelir, Çekin uşaklar çekin! Bakın bakalım kaptanı kimdir? Çekin uşaklar çekin! Güney Carolina'lı Jonathan Jones mudur? Çekin uşaklar çekin."
Sayfa 16 - Türkiye İş BankasıKitabı okudu
İncil'i okuyabilenler kölelik karşıtı yazı­ları da okuyabilirlerdi; hatta ve hatta İncil'in içinde yer alan, özgürlük ve başkaldırı türünde alevlendirici kavramlarla tanışabilirlerdi. Charles'ın bildirisine Amerika'daki koloniler­den en büyük tepki Güney Carolina'dan geldi: Bir yüzyıl sonra, ister köle, ister özgür tüm zencilere okuma öğretilme­sini yasaklayan katı yasalar çıkartıldı.
Sayfa 323 - YKY 5.BaskıKitabı okudu
150 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.