Bu kitap, kurgudan müteşekkil bir roman değildir, öncelikle bunu belirteyim. Tahtta Abdülhamit'in olduğu dönemde Güneydoğu Anadolu'da vuku bulmuş, adli kayıtlara ve tarihi arşivlere geçmiş gerçek bir hayat anlatısıdır. Kitap, Gülo lakaplı Ermeni kızı Gülizar'ın, kızı Armenouhie Kevonian'a anlattığı anılarının yazıya dökülmesi neticesinde birebir
İnsanlığın İktisadî Hayatı
ꕥ ꕥ ꕥ
Toplumların ticarî, ekonomik, finansal, yönetim ve iktisadî faaliyetleri tarihsel bir hikâyeye sahip olduğu gibi geleceği şekillendire bilecek bir güce de sahiptir. Bu zorunluluk durumu refleksimizi iktisadi bir hayata çekmektedir. Gelişmiş iktisadî bir hayatın mümkünatı olgunlaşan iktisadî
Aşağıdaki sorular ilginizi çekiyorsa ve araştırmacı bir yapınız varsa bu kitaptan fazlaca zevk alacağınızı düşünüyor ve okumanızı tavsiye ediyorum.
# Hangi insanın aklına bir bitkiyi evcilleştirmek geldi, neden geldi ve bunu nasıl başardı?
# Neden bazı yabani bitkiler evcilleştirilirken çoğu evcilleştirilemedi? Günümüzde bu kadar ileri tarım
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor...
İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
avrupa'daki türkiye'nin oluşumu bitmiştir. 19. yüzyılın sonlarında sınırlar artık tespit edilmişti. bu tarihten itibaren osmanlı imparatorluğu, avrupa'daki topraklarını geri vermiştir. kuruluşundan 200 yıl sonra macaristan'a, tuna'ya yerleşen bir imparatorluk, bu tarihi takip eden 2-3 asır içinde söz konusu topraklarını kaybetmiştir.
ama şu da bir gerçektir ki; dört asrı, bazı yerlerde ise 5-5,5 asrı bulan osmanlı hakimiyeti, avrupa kıtasının orta ve güneydoğu kısımlarına, hatta kuzeye doğru gelişen bölümlerine doğru damgasını vurmuştur
Nedir insan tanımımız? Irk, dil, din mi? Servet ve debdebeli bir hayat mı?
Mao Zedong:
Çin Komünist Devrim’i lideri, iktidara geldiği ilk beş yılında 5 Milyondan fazla insanı idam ederek veya işçi kamplarına göndererek öldürdü.“İleri Büyük Atılım” ve “Kültür Devrimi” adını verdiği iki adet sosyal programı vardı. Birinci hedef Çin’i sür'atle
Yıldız Ecevit, Türk edebiyat dünyasının en çok konuşulan ve okunulan ismi olan Orhan Pamuk'un Yeni Hayat romanını merkeze alarak aslında Türk okurunun yeni roman geleneğini neden anlayamadığını ortaya koyar.
Eski tip romanlar, Newton fiziğinin bir yansımasıdır: düz bir zaman çizgisi üzerinde ilerler. Olaylar başlar gelişir ve biter: geçmiş,
Kitabın kendisine gelmeden yazarı hakkında birkaç söz etmek istiyorum. Yazar, Orta ve Güneydoğu Avrupa'yı dilencilikle ve benzeri işlerle fazlasıyla dolaşmış gezgin bir serseri gibidir. Bir süre banka memurluğu da yapmış lakin buradan ayrılıp gazetecilik ve yazarlık yapmaya başlamış. İçkiye oldukça düşkün olan yazar meyhane meyhane gezip buralarda
FES’in Peşinde Türkiye Tarihi ve “İkinci Vatanım”
"Geceye yenilmeyen her insana, ödül olarak bir sabah, bir gündüz ve bir güneş vardır." Sezai Karakoç'un doyumsuz derin manalı bu sözünde; Jeremy Seal gecenin zorluğuna bir zaferle çıkar. Tuhaf ve yabancı bir kültürün ikliminde; yol, iz bilmez bir seyyah. Yüreğin aktığı yolda ödenen
“Öğretmenim, ne kadar da her şeyi biliyorsunuz!”
Öğretmenim gülümsüyordu. Ağırbaşlı bir Herşeyibiliyorum gülümsemesi yüzünde. Bu gülümseme ilk olarak yazar Sylvie Gerard’ın yüzünde, kendisi bir kilo çamaşırı yıkadığı sırada görülmüştür. Kökenlerinin Avrupa olduğu sanılan Herşeyibiliyorum gülümsemesi son yıllarda Güneydoğu Asya başta olmak üzere dünyanın tüm bölgelerine hızla yayılmıştır. Adı geçen gülümsemeye günümüzde hemen hemen her ülkede rastlanmaktadır.
Bugüne kadar birçok yazarın, sanatçının, siyasetçinin ve iş adamının kaleme aldığı anılarını ve günlüklerini büyük keyif alarak okudum. Bir sosyal bilimci olan Benedict Anderson’un “Sınırları Aşarak Yaşamak” adlı eseri ise bir bilim insanı tarafından kaleme alınan, okuduğum ilk anı kitabı oldu.
• • •
Bir siyaset bilimci olan Benedict Anderson’un
Stefan Zweig'in Amok Koşucusu, insan ruhunun en karanlık köşelerine cesurca dalan, sarsıcı ve unutulmaz bir eserdir. Hikaye, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun çöküşünün son yıllarında Güneydoğu Asya'nın egzotik bir liman kentinde geçiyor. Avusturyalı bir doktor olan Robert, egzotik güzelliği ve gizemli geçmişiyle onu büyüleyen
Ama şu da bir gerçektir ki; dört asrı, bazı yerlerde ise 5-5,5 asrı bulan Osmanlı hakimiyeti, Avrupa kıtasının orta ve güneydoğu kısımlarına, hatta kuzeye doğru gelişen bölümlerine damgasını vurmuştur.
Şu halde, karşımızda, siyasî birliğine giden Avrupa’nın oturmuş dengeli kısımları vardır, oturmamış kısımları vardır, hiç oturamayacak kısımları vardır ve Türkiye de bu iki dünyanın ortasındadır. Yani doğu ve güneydoğunun arasındadır. Çok önemli sorunları vardır. Aslında dingin olması gereken bir Avrupa’nın Türkiye ile beraber olması gerekir. Bu, onlar açısından doğrudur. Bu, bizim için çok gerekli değildir. Yani Türkiye Avrupa içinde olursa Balkanlar’da, Güneydoğu ve Doğu Avrupa’da dinginlik kazanılır, bundan Türkiye de kârlı çıkar, huzur her zaman iyidir. Ama içinde olmadığımız takdirde çıkacak hengâmede Türkiye o kadar zarar görmez.
Sayfa 392 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Hintcevizi çok eskiden beri tıbbi olarak kullanılan bir bahardır. Çin'de romatizma ve mide ağrılarına, Güneydoğu Asya'daysa dizanteriye ya da bağırsak spazmına karşı kullanılıyordu. Avrupa'da cinsel gücü artırıcı ve uykusuzluğu tedavi edici etkileri olduğuna inanılıyordu."